Gerçekten Almanya çöküyor mu?
Yoksa, birileri Almanya`nın çökmesini mi istiyor? Ve, birileri Almanya`nın çökmesini istese bile, Almanya öyle kolay kolay çöker mi? Biraz daha ileri gidelim ve soralım, bütün bunlar olsa bile, Atlantiğin öte yakası Almanya`nın tamamen çökmesini ister mi, veya Çin, veyahutta Rusya?.. Ne de olsa dünya güçler dengesi üzerinde duruyor. Tek kutuplu dünya çok tehlikeli. İki kutuplu dünya ise tatsız, tuzsuz... Halen dünyamız üç kutuplu. Bence dört-beş kutuplu dünyamız daha bir iyi olur…
***
Konuya tarihsel, ekonomik, politik ve aktuel açılardan bakalım isterseniz.
***
Asıl mesleğim olan öğretmenlikten hareketle tarih dersi vermeye çalışmayacağım. Ama Almanya`nın tarihine kısaca bir göz atalım.
***
Resmi adı Federal Almanya Cumhuriyeti olan Almanya`nın devlet olarak tarih sahnesinde yer alması M.S. 10ncu yüzyıldır: Kutsal Roma Germen İmparatorluğu. Almanların Hristiyan inancını kabul etmeleri M.S. 4ncü yüzyıl.
Bu günkü Alman devletinin kuruluşu 18 Ocak 1871. Kurucusu ve ilk Şansölyesi Otto von BISMARCK olan Almanya`nın, modern Almanya`nın kuruluşu 1949. 1990 yılında iki Almanya`nın birleşmesiyle günümüzdeki Almanya`nın nüfusu yaklaşık 84 milyon. Bu nüfusun yaklaşık %28`i yabancı kökenli, göçmen.
Almanya, tıpkı Türkiye gibi tam bir göç yollarının geçtiği bir ülke. Dolayısıyla da göçmen kökenliler bir hayli fazla.
Ülkenin birkaç beyliğin birleşmesiyle kurulmasından kaynanlanan ve II. Dünya savaşı sonrası ABD`nin de dayatmasıyla federal bir sisteme sahip olduğu biliniyor. Federal sistemin hem avantajları ve hem de dezavantajları var.
***
Almanya ekonomik açıdan tam bir sanayi ülkesi. Toplum tam bir sanayi toplumu...
Ülkenin sayalişmesinin yaklaşık 150 yıllık bir tarihi var. Bu sanayi ülkesi Avrupa Birliği´nin en önemli kurucu üyesi. Almanya, AB`nin ekonomik açıdan %28`ine tekabül ediyor.
Ekonomik güç açısında dünyanın bazen 4ncü bazen de 3ncü gücü. Japonya ile yarışıyor...
Sanayi devrimini başlatan bunu zirveye ulaştıran ve de teknolojik devrimini İngiltere, Fransa, ABD ve Japonya ile başlatan Almanya, teknolojik devrimin hızına ayak uyduramadı. İkibinli yıllarda Çin`in de bu kervana katılmasıyla ve de bu alanda dev adımlarla bu beş ülkeyi de sollamasıyla olan Almanya`ya oldu...
Zamanında, ta 1905`de hibrit motoru bulan Alman sanayi bunun üretimini yapmayarak topu 1990`lı yıllarda Japonya`ya, TOYOTA`ya kaptırdı... Gene elektrikli motoru bulan Almanya bu alanda da topu Çinlilere kaptırdı... Halen dünyada üretilen arabanın %17,4`ünü üreten Almanya hem hibrit arabada hem elektrikli arabada ve hem de hidrojenle çalışan arabada Çin`in arkasından koşuyor... Bu pay 2024 yılında %20,3 idi. Gidiş kötü yani…
***
Her şeye rağmen Almanya`da sosyal devlet halkın hizmetinde. Refah düzeyi yüksek. Yaş ortalaması kadınlarda %84,8 ve erkeklerde %78,7. Ortalama ise %81,7. Bu konularda İskandinavya ülkelerinin hemen peşinden geliyor.
***
Her ne kadar sanayide bir durgunluk varsa da, ihracaatta biraz da olsa düşüş varsa da durumlar o kadar da vahim değil.
Günümüzde enflasyon %2,3. İşsizlik oranı %6,4. Sigortalı olarak çalışanların sayısı tam 46,1 milyon. Emekli sayısı ise 21,2 milyon.
Örneğin, demografik sorunu göç yoluyla çözüyor Almanya. Almanya`da halen 83,6 milyon insan yaşıyor. 2023 yılı sonunda nüfus artışı 340.000 kişi idi, 2024 sonunda ise sadece 100.000 olmuş.
Alman silah sanayi 13,33 milyar dolarlık ihracat ile rekor kırdı. Dünya`da kaçıncı sırada acaba?
***
Yapay Zeka/YZ-Künstliche Intelligenz/KI alanında 500 milyar dolar ayıracağını ilan eden ABD Başkanı Donald TRUMP`ın elini AB hemen gördü. AB Komisyonu, YZ/KI alanında AB`nin 500 milyar Avro ayıracağını açıkladı...
Tam bunlar olurken bir Çin firması bombayı patlattı: Deepseek. Bu Çin ürünü olan YZ/KI programı, Amerikalıların yani Open AI ürünü olan ChatGPT programına göre çok daha ucuz ve de çok daha az enerjiye/elektriğe ihtiyaç duyuyor. ABD şaşkın... AB de öyle... Bense hiç şaşmadım bu gelişmeye... Çin geliyor. Hem de dev adımlarla.
***
Basında okuyoruz, geçen yıl dünyadaki milyarder sayısı 200 artarak 2 769 olmuş. Bunun 130`u Almanya`da. Almanya`daki milyarder sayısı onca krizlere rağmen, Corona salgınına rağmen son onbeş yılda ikiye katlanmış... Almanya milyarder sayısı bakımından dünyada 4ncü... Hayırlı olsun.
***
İşte bu milyarderlerden ve de milyonerlerden 370`i süper zenginlerin daha fazla vergi vermesini talep ediyor. İster vicdanlı insanlar deyin ister burjuva ahlakı...
Bu insiyatifin başını da genç bir milyoner burjuva Alman kadın çekiyor: Marlene ENGELHORN. Bu köşede birkaç kez bahsettim bu burjuva kadindan. Marlene ENGELHORN sadece sosyal adaletsizlikle mücadele etmiyor. Aynı zamanda bir doğa sevdalısı... Hayvanlara ayrı bir ilgisi var…
***
Bu süper zenginler sadece daha adaletli bir vergi sistemi talep etmiyorlar. Daha ileri giderek süper zenginlerin politik arenayı etkilemesinin (Siz satın almasının anlayın...) önüne geçilmesini de talep ediyorlar. Hemen aklınıza Atlantiğin öte yakası geldi değil mi? TESLA, Alen MUSK vb. vb.
Sadece orası mı? Diğer ülkelerde durum daha mı iyi?
***
Birkaç gün önce, Almanya`da bir DITIB camisinde cenaze törenine katıldım. Haliyle en çok dini istekler dile getiriliyordu: Allah rahmet eylesin... Mekanı cennet devr-i daim ola vb. vb.
Ve hemen peşinde ise, cemaattekiler birbiriyle fısıldaşmaya başladı. ``Almanya bizi kıskanıyor!..`` vs. vs.
Almanya`nın bizi kıskandığı falan yok.
Almanya ne battı ve ne de batıyor, batacak. Siz kendinize, kendi halinize bakın.
+++
Almanya Türkiye`yi kıskanıyor mu, kıskanır mı? Bunu bilemiyorum. Ama, Almanya Türkiye`yi bir konuda kıskanabilir. Ortaya çıkan politik aktörleri `gizli tanık`lar yoluyla yok etme konusunda... Bu konuda becerikli bir ülke Türkiye... Özellikle de politik partiler.
Totalitarizm rüzgarının her geçen gün daha da güçlü eseceğini öngörerek yazmıştım bu köşede. Her gün şahit oluyorsunuz. Ve her gün daha da yalnızlaşıp izole oluyor bu güzel ülke.
Ah benim güzel ülkem, yalnız ülkem ve de mahzun ülkem…
