İstanbul
Parçalı bulutlu
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,4179 %0.28
38,3283 %0.05
98.346,62 %1.976
3.440,59 0,34
Ara

Yeni bir çağ çoktan başladı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Yeni bir çağ çoktan başladı...

Uçarı kaçarı yok, yeni bir çağ çoktan başladı. Sanayi çağı mı dersiniz, sanayi toplumu mu dersiniz bilemem, sona yaklaştı bu çağ, bu toplum yapısı. TEKNOLOJİ/BİLİM/BİLGİ ÇAĞI çoktan başladı. Yoksa yepyeni bir terime mi, tanımlaya mı ihtiyaç var?

***

Sanayinin üretim gücü, sanayi toplumunun burjuva demokrasisine uygunluğu bitti bitecek. Teknoloji çağı, teknoloji toplumu bütün normlarıyla bütün dünyaya hakim olmak üzere…

***

Peki bu sürecin baş aktörleri kimler? Elbette ki başta ABD. Ve hemen peşinden Çin.

52 yıldır yaşadığımız Almanya daha doğrusu Avrupa Birliği bu sürecin neresinde? Ve tabii ki sormak zorundayım: Ülkemiz Türkiye hangi noktada bu süreçte?

***

Bu konuda gözlemim şu: Almanlar planlıyor, Amerikalılar uygulamaya çalışıyor, Çinliler ise yeni bir buluşu basına tanıtıyor... Japonlar ise düşünüp duruyor.

***

Her şey değişip dönüşüyor. Teknoloji... Toplum... Çevre... Ve de insan... Ve tabii ki ülkeler...

Artık kadın-erkek yok, heteroseksüel yapı var: Yani hem kadın olacaksınız ve hem de erkek... Ve hem de...

Artık toplumlarda sınıflar, katmanlar yok... Peki ne var? Onu üst akıl biliyor... Sığınmacılardan, göçmen çocuklarından Dolar milyarderleri yetiştiriliyor... Topluma umut pompalanıyor... Sistem, kendisinin o kadar imkanlar sunduğu hikayesini anlatarak herkesin milyarder olabileceğine inandırıyor insanları. Bu durum Atlantiğin öte yakasında da böyle Avrupa`da da... Yersen...

Artık temiz, doğal ve uyumlu çevre yok. Sanayi doğayı zehirledi... Burada bile eşitlik yok. Sanayi ülkeleri çerini çöpünü ve zehirini ya kalkınmakta olan ülkeler gönderiyor ya da Üçüncü Dünya Ülkeleri`ne...

Teknoloji baş döndürücü bir hızla yol alıyor... Ayak uydurabilene aşk olsun.

***

Ulus devletler bitti, bitiyor; bitirilecek... Bazıları hariç... Bazı firmalar bazı devletlerden daha büyük... Soralım Mısır mı büyük APPLE mı? Ya da SAMSUNG mu?

Bazı kişiler bazı devasa firmalardan daha büyük, zengin. Elon MUSK mı zengin yoksa APPLE mı daha zengin, değerli?

Durum öylesine vahim ki, bu konularda telafuz edilen rakamları bazen insanın havsalası almıyor, kavrayamıyor…

***

Toplum yapısı değişiyor... Din anlayışı değişiyor... Politik partilerin yapısı ve rolü değişiyor... İnsanların, bireylerin özellikleri değişiyor... Kısacası tüm dünya değişiyor...

Bu durumda Almanya nasıl değişmesin, Türkiye nasıl değişmesin? Yalnız, değişimin olumlu yönde olması gerekir... Bazı ülkelerde olduğu gibi olumludan olumsuza doğru değil.

***

Bu durumda yeni bilim dalları, disiplinleri gerekli. Yepyeni kategorilere ihtiyaç var. Yepyeni paradigmalar geliştirilmeli...  

Bu durumda yepyeni teknolojilere gereksinim var.

Bu durumda sadece zeki değil hümanist insanlara ihtiyaç var. Atı iti, börtüyü böceği seven insanlara ihtiyaç var... Tabii ki sistem bu tür insanların önünü kesmezse... Geleceğin en geçerli mesleği TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ (mi dersiniz?)...

***

Daha şimdiden, kimya devi firmalar sentetik et, peynir vb. üretiyor. Hangi maddeden acaba? Ve nasıl? Hangi tad verici maddeler kullanılıyor dersiniz? İçeceklerimizin içinde bulunan Aspartam (E 951) oranı ne kadardır sizce?

Ve bu gıdaları yiyen insanlar hangi hastalıklara yakalanıyor? Bu hastalıkların ilaçlarının üretimi acaba önceden mi planlanıyor?

***

Eminim ki yakın zamanda bu sorunlar çözülecektir. Umutluyum...

İşin püf noktası şu: Bütün bunları kimler dizayn edecek. İpler kimin elinde olacak...

İşte zurnanın zırt dediği yer tam da burası.

Bu konulara kafa yormalı, öneriler yapmalı ve çözümler bulmalıyız. El birliğiyle... Var mısınız?

+++

Bu bağlamda Türkiye`de hangi hazırlıklar yapılıyor acaba? İnsan merak ediyor doğrusu... Yoksa, gene mi ``Allah kerim...`` diyecek ilgililer?

Peki Almanya bu bağlamda ne yapıyor dersiniz? Almanya halen bu konuları düşünüyor... Peşinden için planlaması gelecektir ve bu birkaç sene sürer. Peşinden ise uygulamaya geçerler 2030`larda...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *