İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4667 %-0.05
36,5241 %-0.22
3.501.531 %2.297
3.071,15 0,58
Ara

Türkiye'de Yahudi olmak

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Türkiye'de Yahudi olmak

Sevgili okuyucularım...

Sizlere felsefi veya bilimsel bir yazı yazmadan, hiç alışık olmadığınız bir konudan bahsetmek isterim. 

Bir Yahudi (Musevi) olarak Türkiye'de büyümek… 
Belki de bu konuları kimse konuşmaz veya yazmaz. 


Ben çocukluğumda mahallede oynarken arkadaşlarım arasında ayırım olmadığı için bu konuya yabancıydık.
Mahallede herkes görüşürdü ve tüm bayramlar beraberce kutlandığı için biz çocuklar bayramları beklerdik.

Fransız ortaokulunda ise Din ve Ahlak dersi geldiğinde (mecburi değildi) Müslüman, Hristiyan arkadaşlarımız ayrı ayrı derse girince (bize yoktu) biz dışarıda kaldık ve farkı öğrendik. Bu durum arkadaşlıklarımızı etkilemedi. Halen altmış yıl sonra hayatta kalanlarla arkadaşlığımızı sürdürüyoruz. 

Üniversitede de ayırım görmedik, arkadaşlığımız halen sürmektedir.  Sosyal Demokrat olarak birbirimizin kökeni ile ilgili değildik. Sadece düzgün, iyi bir insan olmak yeterdi. 

Ama sosyal ortamlarda ve partide ismim ile ilgili birçok soru ile karşılaşmışlığım vardı. 
Benim cevabım şöyle olurdu:
Milliyetim Türk, dinim Musevi’dir. Tüm dünyada nerelisin diye sorduklarında Türk derken kendi ülkemde bu soruya aynı cevabı verdiğimde, “Ne zaman geldin?” diye sorduklarında, “528 yıl önce atalarım geldi” cevabı ile şoke olurlardı. 

Partimde de kendimi böyle tanıttığımda herkes beni kabul etmişti. Hatta kurultayda bir kısa konuşma yapıp, kadın kotalarını yüksek tutmamızı teklif edince aday olmadığım halde merkez yönetim kuruluna seçilmiştim.

Sosyal Demokrat olmayı tarif ederken birçok soru ile karşılaştım. Kendi şirketim olduğu için “Patron” sıfatı olduğundan bir toplantıda bana sorulan soru şöyle idi:
“Sen patronsun, bu partide ne arıyorsun?”

Ben de şöyle cevap vermiştim:
Evet ben şirket sahibiyim ve çok çalışarak, hiç kimseyi aldatmayarak bu günlere geldim. Ben sosyal demokratım ve bu sıfat ile benimle çalışanların haklarını korurum. Adil ve vicdanlı olmaya çalışırım. Liyakate önem veririm. Yeni başlayanlara destek olurum. Başarılı insan sosyal demokrat olamaz mı? 
Olur tabii ki.

Böylece herkes ile aramız iyi gitti ve beraberce çalıştık.
Ben her vatandaşımızın elini taşın altına koyup ülkemiz için fayda üretmesi gerektiğine inanırım.

Bu yazımda hem içimi döktüm hem de sosyal demokrat olmanın insanlar ve insanlık için fayda sağladığını anlatmaya çalıştım.
Gelecek yazımda biraz bilimsel konulara gidebiliriz

Saygı ve sevgilerimle…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *