İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4667 %-0.05
36,5241 %-0.22
3.501.531 %2.297
3.071,15 0,58
Ara

Parayla tez yazdıranlara kötü haber: Yapay zeka ensenizde!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Parayla tez yazdıranlara kötü haber: Yapay zeka ensenizde!

Son zamanlarda para karşılığında Yüksek Lisans ve Doktora tezi yazan, “bilimsel” makale, hatta kitap hazırlayan şirketlerin sayısı artmış. “Google’a bir bakın, neler neler göreceksiniz!” diyorlar.

Eminim öyledir. Dolandırıcılık, özellikle ülkemizde, insan zekasının en iyi çalıştığı alanlardan biridir.

Sorunun, bu boyutlara varması kuşkusuz üzücü ve ürkütücü bir şey! Böyle bir dolandırıcılığa başvuracak kadar alçalabilenler yarın öbür gün çocuklarımıza öğretmenlik yapacak, yüksek makamlara gelecek, karmaşık konularda “bilirkişi” geçinecekler!

Oysa ilk bilinmesi gereken şudur: Bilim namustur!

Türkiye’de durumun niçin böyle olduğunu açıklamak zor değil: Gecekondu usulü üniversite kurma politikası, akademik kırtasiyeciliğin artması ve toplumsal ahlaki çürümenin ulaştığı boyutlar… Ne beklersiniz?

Buna, diploması bol ama iş bulamamış, “her işi yapmaya razı” okumuş kesimi de katın, önünüzde kocaman bir sektör bulursunuz!

Ve sonuçlarını, kuşaklar boyunca ödemek zorunda kalırsınız!

KIRMIZI KART

Övünmek gibi olsun ama, yüksek lisansımı ve doktoramı yarım asır kadar önce akademik ve bilimsel ahlaka çok önem verilen bir Amerikan üniversitesinde yaptım!

O zaman başkasına tez ya da makale yazdırmak akıldan bile geçmezdi ama intihal konusunda duyarlık çok yüksekti. Bir başkasının yazdığı metinden aynen aktarılmış art arda üç kelime, tırnak içine alınmaz ve kaynak gösterilmezse, “intihal” yani hırsızlık sayılırdı.

İntihalin cezası kırmızı karttı. Yani akademiyadan atılmak! Affı yoktu.

İntihal sonradan keşfedilirse, yalnızca geleceğiniz değil, geçmiş saygınlığınız da iptal olunurdu.

Aradan 50 yıl geçmiş olmasına rağmen, doktora tezime tırnak içine alınmamış ve kaynak gösterilmemiş dört kelimenin sokuşturulduğuna ilişkin karabasanlar görürüm.

Hocalık yıllarımda da yanlış yazanları hoş gördüm, intihalle beni (daha doğrusu bilimsel süreci) kandırmaya çalışanların gözünün yaşına bakmadım…

DOLANDIRICILARA KÖTÜ HABER

Metinlere ulaşmayı kolaylaştıran internet ve bilgisayarlar intihal yapmayı kolaylaştırdığı gibi zorlaştırdı da! İntihal avcısı programlar çıktı. Şüphelendiğiniz makaleyi yüklüyorsunuz, bilgisayar nereden alındığını söylüyor!

Şimdi de başkalarının yazdığı tezleri bilgisayar ve yapay zeka ile saptayacak uygulamalar çıkacağına eminim. Belki de çıkmıştır bile.

“Oh, bastırdım parayı, yazdırdım tezi, kandırdım onları!” diyenler fazla sevinmesinler. Hırsız ve dolandırıcı ilan edilecekleri günler o kadar uzak değildir.

Unutulmasın: Her yazarın bir yoğurt yiyişi vardır. Ve dijital teknoloji yoğurt yiyici uzmanıdır! Herkesi ağzının şapırtısından tanır!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *