İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara

Sofagate ve Diğer Kadın Sorunları

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Sofagate ve Diğer Kadın Sorunları

Bir süredir evimizdeki sağlık sorunları nedeniyle yazılarımı yazamamıştım. İki doz aşıya rağmen Covid-19 olunabileceğini, sağlık sisteminin iler tutar yeri kalmadığını ama çok büyük bir kısmı 30 yaş altı olan doktor, asistan, öğrenci ve hemşirelerin içine sıkıştırıldıkları hasta-hastane-sistem üçgeni içinde canla başla çalıştıklarını şahsen görmüş oldum. Hepimiz daha iyi bir sistem içinde yaşamayı hak ediyoruz. Ama yönetmek herkesin yapabileceği bir iş değil. Uzunca bir süredir yönetilemeyen ülkemizde Pandemi hiçbir konuda yönetilemediğimizi açıkça yüzümüze vuran bir turnusol kâğıdı oldu. 
Sağlık gibi, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili, genel olarak kadın meselesiyle ilgili gelişmeler de hiç iç açıcı olmadı. 
6 Nisan’da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Başkan Erdoğan ve AB Konseyi başkanı Charles Michel ile yapacağı toplantıda iki erkeğin koltuklara yerleşmesi üzerine ayakta kaldı! Kısa bir şaşkınlıktan (ve iki erkeğin de yerinden kalkıp Leyen’e – hiç değilse nezaketen- koltuğunu vermemesi üzerine) sonra gidip kanepeye oturdu. Michel, olay tüm medyada yer aldıktan sonra defalarca özür diledi. Türkiye, bu krizin sorumlusunun AB protokolünü düzenleyenler olduğunu söyleyerek sıyrılmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Ursula Hanım bir açıklama yaparak “incindim, kendimi dışlanmış ve yalnız hissettim” dedi. Diplomasi tarihine Sofagate (Divan Krizi) olarak geçen bu olay Türkiye’nin kadına bakışını da tüm dünyaya ilan etmiş oldu!
26 Nisan’da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk görevini yeni Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Av. Derya Yanık’a devretti. Bakanlığın adındaki “Çalışma”ya ne oldu derseniz, o da yeni bir koltuk olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adıyla (yeniden) doğdu. ÇSG Bakanlığı eskiden beri vardı ama 2018 yılında o zamanki adı Aile ve Sosyal Politikalar olan bakanlık ile birleştirilmişti ve… 
Ayhh(!) Yazması bile çok sıkıcı! 

Özetle (pandemiye rağmen ısrarla yapılan AKP kongrelerinin de gösterdiği gibi) birilerinin oturması gereken koltuklara oturabilmesi için birçok yeni düzenleme yapıldı. Bu arada kabinede iki olan kadın bakan sayısı da Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın -üstelik de bir yolsuzluk söylentisiyle- görevden alınması üzerine bire düştü. 
Yeni Bakan Yanık, eski Bakan Selçuk, görevden alınan Ruhsar Pekcan ve birkaç kadın milletvekili hep aynı derneğin üyesi/gönüllüsü: KADEM… Kadın ve Demokrasi Derneği... 
Hani Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın kurucusu olduğu ve İstanbul Sözleşmesini savunuyor diye muhafazakâr çevrelerin çok eleştirdiği dernek.  KADEM’de o kadar değerli üyeler var ki hepsi ya bakan oluyor ya milletvekili. Dernek İstanbul Sözleşmesini savunduğu için ödüllendiriliyor sanılabilir bile. Öte yandan Sözleşmeyi istemeyenlerin de dediği yapılıyor ve çekilme kararı açıklanıyor. “Yaradılanı severim Yaradandan ötürü” görüşünün hayata geçirildiği nadir örneklerden olduğu için burada dursun bu örnek. 
24 Nisan’da Eşitlik için Kadın Platformu- EŞİK, TBMM izleme Raporlarının yedincisini yayınladı. Rapordan bazı satırbaşları şöyle: 
16 Mart-15.Nisan 2021 arasında TBMM’de; 
-13 grup toplantısının 8’inde kadın konuşuldu, 6’sında İstanbul Sözleşmesi kararına karşı çıkıldı…
-3 Meclis Genel Görüşme Önergesinden 2’si İstanbul Sözleşmesi kararıyla ilgiliydi, reddedildi…
-90 kanun teklifinden hiçbirinde kadının adı geçmedi…
-240 Meclis Araştırma Önergesinden yalnızca 2’si kadın istihdamı ve cinayetlerine ilişkindi…
-Toplanan 9 komisyondan sadece 2’sinin konusu kadındı…
-Bin 103 soru önergesinden sadece 42’si kadınların yaşadığı sorunları ele alıyordu, hiçbiri cevaplanmadı…
-Kadın, 168 basın toplantısından sadece 13’ünde kendine yer buldu…
-Kürsüyü kaplayan mor örtü kriz yarattı; birleşime iki kez ara verilmesine neden oldu, sonunda mor örtüyü seren CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 6 CHP’li kadın milletvekiliyle birlikte uyarı cezası aldı… 

Sonuç; ülkemizde kadınlarla ilgili sorunların çözümü için işleyen gerçekçi bir siyasi irade yok. Kadınlar, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve EŞİK içinde kadın sorunlarına deva olmak için var güçleriyle uğraşıyorlar. HDP, CHP ve İYİ Parti dışındaki siyasi partilerden kadın sorunlarına ilişkin elle tutulur bir destek yok ama DEVA ve Gelecek Partisi’nde iyi niyet ve hareketlenme var. 


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *