İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara

“Büyük aile” faciası: Narin’i kim öldürdü?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
“Büyük aile” faciası: Narin’i kim öldürdü?

Bir saptama ile başlayalım: Narin’in öldürülmesi psikolojik değil, sosyolojik bir cinayettir.

Elbette burada da psikolojik sorunları da olan bir ya da daha fazla manyaklar ya da sapıklar olabilir. Ama olay, görüldüğü kadarıyla, bir “büyük aile” olayıdır. Öyle olduğu için bu kadar süre gizli kalabilmiştir.

Aynı aileden 23 kişinin birden gözaltına alınmış olması başka nasıl açıklanabilir? İşin içinde töre mi var, yoksa başka bir şey mi bunu soruşturma ve yargılama ilerledikçe ayrıntılarıyla öğreneceğiz.

Tesadüfe bakın, ben uzun zamandır, kentleşme sonucu “büyük aile”nin bıraktığı boşluğun doldurulamaması nedeniyle yaşanan sıkıntılar üzerine bir yazı yazmayı düşünüyordum.

“Büyük aile devreden çıkınca bakın neler çekiyoruz!” türünden bir yazı olacaktı planladığım.

Ama Narin’in öldürülmesi “büyük aile” döneminin de kendine özgü sorunları olduğunu hatırlattı.

Sosyolojik olarak “geçiş” dönemindeyiz, madalyonun iki tarafını da görebiliyoruz.

İKİ TEMEL SORU

Ekonomik nedenlerle büyük aileyi tasfiye etmiş olan “modern toplum”, insanlığın en önemli iki sorusuna yanıt bulabilmiş değil:

1) Çocuklara kim bakacak?
2) Yaşlılara kim bakacak?

Ben kocakentte bu sorulara yanıt bulamadığı için sıkıntı çeken ve mutsuzluktan bunalan insanlara sık sık rastlıyorum.

Anneanneler ve babaanneler olmasa, ülkede zaten düşmüş olan nüfus artışı zınk diye durur.

Başka ülkelerden gelen “illegal” paralı bakıcıların durumundan, mesleğini icra edemeyen gizli işsiz ebeveynlere çok yaygın bir sosyolojik olaydan söz ediyorum. Sorunun hem maddi hem de manevi maliyeti çok yüksek.

Oysa “büyük aile” bu işlerin ikisini de geleneksel töresel olarak üstleniyordu. Hem çocuklara hem de yaşlılara kimin bakacağı belliydi.

Bu, nüfus artışını teşvik ederken, bir takım sorunlara da yol açabiliyordu.

Ama belli ki, homo sapiens, büyük ailenin süregideceği varsayımı üzerinden evrilmişti. Dadılık ve bakıcılık ailevi rollerden biriydi, bir sorun değildi.

Bu düzen binlerce yıl böylece sürüp gitti.

Derken, kapitalist sanayileşme evresine geçildi. Fabrikaların ucuz emek ihtiyacı kırsal kitleleri kentlere çekti. Büyük aile parçalanmış, iskeleti köyde kalmıştı.

Kentlerde zorunlu olarak çekirdek aileler yaygınlaştı.

Zamanla onlar da parçalandılar. Yarım çekirdek hatta çeyrek çekirdek ailecikler ortaya çıktı.

Ve o sorular ağırlaştı: Çocuklara ve yaşlılara kim bakacak?

AİLE SIRLARI VE GÜNAHLARI

Belli ki, Narin’in ailesi artık kaybolmakta olan “büyük aile” türünden bir aile. Nineler, dedeler, amcalar, dayılar, teyzeler bir arada yaşıyor. Tüm çocuklar gibi, Narin’in bakımı ve eğitimi de paylaşılmış. Herkes bir ucundan tutuyor.

Sanırım, sorun da orada çıkıyor. Çünkü “modern ötesi dünya” büyük aileyi kırsal yuvasında da rahat bırakmıyor. Roller karışıyor.

Bence cinayetin sırrı da orada yatıyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *