İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7549 %0
37,3001 %-0.61
101.854,42 %2.576
3.176,44 0,81
Ara

Hüda-Par ve Kürt Sorunu… Özür ve Tazminat

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Hüda-Par ve Kürt Sorunu… Özür ve Tazminat

Hür Dava Partisinin (Hüda Par) “Hizbullah örgütü ile bağlantısı filan yokmuş” diyen AKP tarafından adeta “sevinçle” karşılanıp Cumhur İttifakına kabul edilişi ortaklar tarafından nasıl değerlendirildi acaba? Özellikle de MHP kanadı Hüda Par’ı içine sindirebildi mi? Doğrusu bunu çok merak ediyorum.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin özellikle HDP’ye dönük sert söylemleri dikkate alındığında sormakta haksız mıyım? Şu sözler bizzat MHP lideri tarafından söylenmedi mi:

-“Türkiye'de Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Var diyen, olduğunu ısrarla dayatıp iddia eden kim varsa kalbi Türk milletiyle bir atmayan namertlerdir.” (*)

Bana öyle geliyor ki, seçim arefesinde iktidar ve muhalefet partileri ciddi değerlendirmeler yapmak, kendi özgün planlarını açıkça dile getirmek yerine sadece kamuoyunun nabzına göre hareket ediyor, parti programı gibi uzun metinleri okumak yerine büyük olasılıkla sosyal medyadaki paylaşımlara göre tutum belirliyorlar. 

Öyle ya, eğer Hüda Par programını okumuş olsalar acaba ne diyeceklerdi? 

Devleti 21 yıldır yöneten AKP, acaba Hüda Par’ın anlatımıyla:

- “Şeyh Said Kıyamı, Dersim ve Ağrı Ayaklanmalarında öldürülen yüzbinlerde kişiden özür dileyip, ailelerine tazminat ödemeyi kabul edecek miydi?

-Şeyh Said başta olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilip, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenecek miydi?

-Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerleri açıklanıp, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili arşivler kamuoyuna açılacak mıydı?

—Irkçılık kokan andımız—

Hüda Par laikliği büyük sorun olarak dile getirdiği programında, Kürt sorununun çözümü için şu adımların atılmasını da istiyor:

“İlköğretim öğrencilerine okutulan, ırkçılık kokan ‘Andımız’ ve benzeri metinler kaldırılmalıdır. Muhtelif yerlerde yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ gibi yazılar silinmeli, ‘Bir Türk dünyaya bedeldir.’ şeklindeki ırkçı söylemlere son verilmelidir.

Zulüm ve ayrımcılık uygulamış olan tarihi şahsiyetlerin isimlerini taşıyan okul, kışla, cadde, sokak ve benzeri yerlerin isimleri derhal değiştirilmelidir.

Başta vatandaşlık tanımı olmak üzere, anayasa ve sistemin bütün resmi literatürüne hâkim olan Türklük esaslı dışlayıcı ve ayrımcı söylem terk edilmelidir.

Koruculuk sistemi derhal lağvedilmeli, sayısı binleri bulan kayıpların akıbeti açıklanmalı, faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmalar ciddiyetle yürütülmeli ve sorumlular bulunup cezalandırılmalıdır. Köy yakma ve zorunlu göç olaylarının hesabı sorulmalıdır. Ergenekon, JİTEM ve benzeri yapılanmaların bölgede yaptığı hukuksuzluklar derinlemesine soruşturulmalıdır.”

—Kürdistan var mı?—

Hüda-Par’ın parti programında ortaya konulan diğer bir yaklaşım ise, Türkiye-Irak-Suriye ve İran arasında bölünmüş durumdaki Kürtlerle ilgili:

“Yüzyıllardır anayurtlarında yaşadıkları halde suni sınırlarla dört parçaya ayrılan, aralarına tel örgüler ve mayınlar döşenen Müslüman Kürtlerin de eskiden olduğu gibi bir halk ve bir millet olarak görülüp suni sınırların kaldırıldığı, ekonomik, kültürel, sosyal dayanışma, siyasal yardımlaşma ve sılayı rahim hukukunun yerine getirilmesi için gerekli adımların atılması gerekir. Bir halk ve yakın akraba olan Müslüman Kürtlerin birbirleri ile yabancılaştırılması ve ötekileştirilmesi büyük bir zulümdür. Siyasi ve idari şekiller ne şeklide olursa olsun kardeş ve akraba olan  Müslüman Kürt halkı arasındaki her türlü sınır ve bölünme kaldırılmalı, insani ilişkilerin rayına oturtulması için gerekli her türlü tedbir alınmalıdır.”

Oysa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir süre önce HDP’li Sezai Temelli’nin Kürdistan’ı dile getirmesi üzerine,”Şimdi bu adam Kürt bile değil. Kürdistan diyor. Şimdi ben söylüyorum. Kürdistan diye bir yer benim ülkemde var mı? Güneydoğu var, Orta Anadolu var. Ege var Marmara var. Ama Kürdistan yok. Ey Sezai sen Kürdistan istiyorsan Irak'ın kuzeyinde var oraya defol orada yaşa.” Dememiş miydi? (**) 

Bu satırları okudunuz gördüm… Peki şimdi sizin aklınızdan da aynı atasözü geçmiyor mu?

-Bu ne perhiz? Bu ne lahana turşusu?

(*) https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/bahceli-turkiyede-kurt-sorunu-diye-bir-sorun-yoktur-6662119/

(**) https://www.sabah.com.tr/video/turkiye/baskan-erdogan-sezai-temelliye-defol-git-iraktaki-kurdistanda-yasa

https://bennursunerel.blogspot.com/

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *