İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,6560 %0.1
37,1827 %0.08
104.999,73 %2.595
3.151,73 0,34
Ara

Öldür köpeği, servet kazan

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Öldür köpeği, servet kazan

Sokak hayvanlarına ötenazi yasası TBMM’den geçtiği gün bir veteriner dostum aradı. Uzun yıllar Kanada’da çalışıp daha sonra Türkiye’ye dönen veteriner dostum sokak hayvanları, özellikle de köpeklerin öldürülmesinin durup dururken neden gündeme getirildiği konusunda bazı bilgiler verdi. Sözlü olarak telefonla anlattıklarını bana yazılı olarak da geçmesini rica ettim. Veteriner dostumun hayli uzun mesajını sizlerle paylaşıyorum:

“Hocam, durum şöyle: Bundan 5-6 yıl öncesine kadar Türkiye’de hayvan ötenazisi için ruhsatlı bir ilaç yoktu. Ben bu konuda Google gruplarında veteriner hekimlere, ‘Hayvan ötenazisini nasıl yapıyorsunuz?’ diye sorduğumda kimseden cevap çıkmadı. Şahit olmadım ancak duyumlarıma göre (veteriner fakülteleri dahil) hayvanları intrakardiyak betadin (antiseptik), bulaşık deterjanı ve çamaşır suyuyla öldürüyorlardı.

“Kimi vicdan sahibi hekimler yüksek dozda anesteziyle hipokasi (anesteziyle uyuşturma) ve sonrasında kardiak arrest (kalbi durdurmak) oluşturuyorlardı. Ama bu da yeterli değildi. Amerikan Veteriner Hekimleri Birliği’nin  (AVMA) yayınladığı insani ötenazide kullanılabilecek ilaçlar bildirilmiştir.

Türkiye’deki uygulamalar katliamdan başka bir şey değildi. Bundan 5-6 yıl önce MSD isimli Amerikan firmasının ürettiği T61 adı verilen solüsyon ruhsatlandırılarak satışa sunuldu. Gel gör ki T61, bilinci yerinde hayvanlarda kullanılamaz. Bu, prospektüsünde de yazar. Yani hayvanı genel anesteziye almadan uygulanamaz. Aksi takdirde hayvanda konvülsiyon, ajitasyon, titreme, bacaklarda bisiklet pedalı çevirme hareketleri gibi yan etkiler görülür. Önce beyindeki solunum merkezini durdurur, vücuttaki düz kasları paralize eder, en sonunda da kardiak arrest görülür.Sözün kısası tek başına kullanılamaz.

“Gelelim işin mali boyutuna. 50.ml.lik bir şişe T61 2,848 lira. Kilo başına canlı ağırlığa verilmesi gereken miktar 0.5 ml. Yani ortalama 20 kiloluk bir köpek için 10 ml. Kullanmanız gerekir. Hatırlatırım, hayvan T61 uygulaması öncesi anesteziye alınmalıdır. Bu hesapla bir şişeyle ancak 3-5 hayvan uyutulabilir.

“En ucuz anestezi ketamin+rompun ilaçlarıyla yapılır. Rompun’un 50 ml.si 800 lira, Ketamin (Ketasol) 1,200 liradır. Ketasol 10 ml.lik flakonlarda satılır. Bir şişe Ketasol’la 20 kiloluk 5 hayvan anestezisi yaparsın. Rompun da 20 kiloya 4 ml. Dozunda kullanılır. Bir şişeyle yaklaşık 10 tane 20 kiloluk hayvan anestezisi yaparsın.

“Bu T61 Türkiye’ye girdikten 5-6 yıl sonra köpek itlafı konusunun gündeme gelmesi sence tesadüf mü? MSD firmasının hükümetle bir yakınlığı olmuş mudur?

“Diğer taraftan CHP bir çok belediyeyi kazandı. Eğer belediyeler, veteriner hekimin gerekli gördüğü hayvanı olması gerektiği gibi uyutursa köpek başına maliyet 500 liradır. Belediyeler bu yükün altından kalkabilecek midir?

“Yok, biz işin insani boyutuna bakmayız, diye (özellikle taşeron kullanan) belediyeler köpekleri kabul edilemez yöntemlerle uyutmaya kalkarlarsa bu sefer de ‘Bakın, CHP’li belediyeler köpek katliamı yapıyor,’ propagandası başlar mı?”

Veteriner hekim dostumun gönderdiği, kaygı dolu mesaj böyle. Şimdi ben sorayım: Bu T61 denen ilacın Türkiye ithalatçısı kim? Bu firmanın sahibi ya da sahiplerinin AKP iktidarıyla yakınlığı nedir? Hiç gündemde yokken, durup dururken sokak hayvanları meselesinin ortaya atılmasının esbabı mucibesi nedir?

Ülkenin her tarafı talan edilmiş, fakirin parası üstünden servetler kazanılmış,insanların mallarına çökülmüş, ucube inşaat sektörü ve olmadık yöntemlerle maden arama sevdanız yüzünden çevre katledilmiş, insanlar hayatlarını kaybetmiş. Bütün bunlardan inanılmaz servetler edindiniz. Yetmedi mi? Bu sefer, günahsız, sizlerin kötülüklerinizden habersiz hayvanları toplu katledip bu katliamdan da vurgun vurmayı mı planlıyorsunuz? Sizlerde hiç mi vicdan, acıma duygusu kalmadı?

Bir çift sözüm de belediyelere. Lütfen belediye paralarını olmadık broşürler, kimsenin okumadığı dergilere, çeşitli hediyelik eşyaya harcayacak yerde sokak hayvanlarının bakımı ve güvenliği için bütçeler ayırın. Bunun çok zor olduğunu hiç sanmıyorum. Uygar, sosyal demokrat belediyecilik yapmakla övünen yerel yönetimler icraatlarına özen göstermelidir. Bunun başında da yönetim sınırlarınız içinde yaşayan bütün canlıların her türlü güvencesini sağlayıp onları huzur içinde yaşatmak  geliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *