Türkiye’deki Barabbaslar
Her yıl 6 Ocak tarihi, özellikle Katolik Hıristiyan aleminde İsa Mesih’in doğumunun onikinci günü olarak kutlanır. Ortodoks Hıristiyanlar için ise 6 Ocak İsa Mesih’in Ürdün Nehri’nde vaftiz edildiği gündür. Katolikler ve Protestanlar 6 Ocak’a Epiphany yani aydınlanma derler. Ortodoks Hıristiyanlar için ise bu tarihin adı Teofani’dir. Sizlere Hıristiyanlık tarihini anlatma gibi bir niyetim yok; zaten haddim de değil. Sadece, kendimi bildim bileli farklı kültürlere ilgi duydum. Dinler de bu farklı kültürler içine giriyor.
Bunları yazarken, M.S.30 ‘lu yıllarda Kudüs’te yaşamış Barabbas isimli tecavüzcü, uğursuz, hırsız, dolandırıcı pisliğin teki yüzünden İsa Mesih’in başına gelenler aklıma düştü. Bilmeyenler için anlatayım:
Barabbas olayının dört İncil’de de yazılı olduğu bilinir. Anlatıya göre Barabbas katil, ırz düşmanı, uyuşturucu satıcısı ve müptelası, dolandırıcı, hırsız, uğursuz bir kişilik. Roma İmparatorluğu tarafından Kudüs ve yöresine atanan dönemin valisi Pontius Pilatus, Barabbas denilen bu suç makinesini yakalatıp zindana atar. Çok garip bir rastlantı olarak bu uğursuz adamın zindan arkadaşı İsa Mesih’tir. Ahaliyi Allah’la aldatanlar İsa Mesih’i “halkı olmadık hurafelerle kandırıyor, halk arasında kin ve nefret tohumları ekiyor” suçlamalarıyla hapse tıkmışlardır. Ne kadar tanıdık geliyor değil mi?
Yöre halkının inancına göre Fısıh Bayramı yaklaşmaktadır. Romalılar’ın geleneklerinde Fısıh Bayramı’nda, valinin zindandaki mahkumlardan birini halkın tercihi doğrultusunda affetmesi vardı. Yani o döneme göre bir çeşit referandum yapılıyor, halk sözüm ona ne derse o oluyordu.
Roma Valisi Pilatus zindandaki iki mahkumu da çok iyi tanıyordu. Halk arasında bir yoklama yapıldı. Sonuç dehşet. Halk Barabbas denen uğursuzun serbest bırakılmasını istiyordu. Kudüs ve yöresi ahalisi, işgalci Romalılar’ın öylesine propaganda bombasına maruz kalmıştı ki İsa Mesih’i ellerine verseler linç edebilirlerdi. Sonuçta “halkın iradesi” galip geldi ve İsa Mesih Golgotha Tepesi’nde çarmıha gerildi.
İsa Mesih çarmıha gerilmeden bir gece önce oniki havarisiyle yemek yedi. Ertesi sabah ise Romalı askerlerin gözetiminde Antonia Kalesi’nden bugün Via Dolorosa (Izdırap Yolu) olarak bilinen 14 duraklık parke taşlı yolu yalın ayak yürüdü. O 14 durakta tanıdıklarıyla vedalaştı. Bir bölümü yeraltından geçen 600 metre uzunluğundaki yol Church of the Holy Sepulchre’da (Kutsal Kabir Kilisesi) son buluyordu. Romalı askerler İsa Mesih’i Golgotha Tepesi’ne götürdüler. Sizlere bilgi notu. Yıllar önce Via Dolorosa’yı yürüyerek indim. Yalın ayak nasıl buradan inilebilir, diye dehşete düşmüştüm.
Barabbas’a ne oldu, derseniz... Barabbas serbest kaldıktan bir süre sonra eski alışkanlıklarına geri döndü. Kesin bir kayıt olmamakla birlikte söylenceye göre bulaştığı kirli işlerden birinde öldürüldü.
Tarih ne kadar garip tesadüflerle dolu. Bugüne bakıyorum. Ne kadar tecavüzcü, hırsız, uğursuz, mala çökme meraklısı, ırz düşmanı, dolandırıcı, uyuşturucu taciri varsa muteber insan muamelesi görüyor. Yüzlerce işçinin ölümüne sebebiyet veren kazalarda maden sahiplerinin kılına dokunulmuyor. Bu kazalara önlem alınmamasını protesto edenler tekme tokat dayak yiyor, göz altına alınıyor. Öte yandan, TBMM’ye milletvekili seçilmiş Can Atalay, SMS hastası Tayfun Kahraman, Osman Kavala, Çiğdem Mater gibi entellektüel düzeyi yüksek, hiçbir suça bulaşmamış insanlar zindanlarda çürüyor. Gazeteci, akademisyen ya da başka meslekten olsun iktidara en ufak bir eleştiri yöneltmeye kalkanlar göz altına alınıp tutuklanarak hapse tıkılıyor.
En milliyetçi liderimiz Devlet Bahçeli’nin önderliğinde 40 yıldır onbinlerce insanımızın kanı eline bulaşmış terorist katil Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’ndan salıverilmesi isteniyor. Ama hiç bir suça bulaşmamış, sadece onlar için suç uydurulmuş Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ yedi yıldır hapiste. Milliyet gazetesinin suikasta kurban giden Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca tahliye edildikten sonra AKP iktidarına muhalif olanları ölümle tehdit edebiliyor. Atatürk Havalimanı’ndaki bombalı eylemde 36 kişiyi öldüren müebbed hapis mahkumu altı terorist salıveriliyor. Kimseden bir itiraz sesi çıkmıyor. Romalılar’ın işgali altındaki Kudüs ve yöresi halkı gibi bizim insanlarımız da gaflet uykusunda horul horul uyurken daha çok Barabbaslar ve Pontius Pilatus’lar görürüz. Tarihe bakalım. Sonra ne oldu? Doğu Roma İmparatorluğu altına dinamit yerleştirilmiş gibi çöküverdi. Adalet bilinci, insani duyguları, toplumsal kaygıları, akli melekeleri yok olan, sadece kendi bireysel çıkarlarını korumak için varlıklarını sürdüren bireylerden oluşan anomik toplumlar Doğu Romalılar gibi çökmeye mahkum. Çünkü kolektif hiç bir duyguları, bilinçleri, yurttaş olma hedefleri, ortak çıkarları kalmamıştır.
Tam da burada AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan memleketi olan Rize AKP İl Kongresi’nde bir konuşma yaparak mealen dedi ki: “Partiyi ticarethaneye çevirenlere göz yummayacağım. En büyük sorunumuz tatlı su siyasetçileri. Kendi çıkarlarını gözetenler, memleketi hiç düşünmeyenler, terör örgütleriyle işbirliği yapanlar, yolsuzluklara bulaşanlar siyasette olmaz olsun.”
Haklı gerçekten. Pontius Pilatus mu? Özel muhafız birliği tarafından öldürüldü.