İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,6524 %0.08
37,2890 %0.36
104.776,43 %2.067
3.163,97 0,73
Ara

Devlet Çuvallar mı?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Devlet Çuvallar mı?

İç sıkıntısı had safhada. Pandemi yasaklarının bir buçuk yıla yakın zamandır devam etmesi, siyasi arenadaki karşılıklı, ufukta hiçbir umut ışığının görünmemesi benim kadar sizlerin de sinirsel dengenizi alt üst ediyordur diye düşünüyorum. Hele ünü giderek artan kabadayı Sedat Peker’in artık mafya dizisi haline gelen videolarını seyredince...

Bu karanlık ortamdan biraz olsun kurtulmak için ne yapılır? Bana göre okumak en iyi ilaç. Yıllardır aklımda olan, ama günlük yaşamın telaşı içinde okumaya fırsat bulamadığım bazı kitap ve makaleleri önüme çektim. Bunlardan birisi Alman sosyolog Max Weber’in bir çalışması. Konusu başarısız devlet ya da çökmüş devlet ya da düşkün devlet ya da amiyane tabiriyle çuvallayan devlet (failed state).

Başarısız ya da çuvallayan devlet bakalım neymiş?
“Başarısız devlet (failed state) artık parametreleri kaymış, egemen bir hükmetme organının yerine getirmesi gereken sorumlulukları üstlenmekten aciz kalmış, ayrışma noktasına gelen siyasi bir yapı. Bir devlet yapısı, üstlenmesi gereken sorumlulukları yerine getirmesine rağmen hükümetin meşruiyetini kaybetmesi nedeniyle de başarısız ya da çökmüş devlet sayılır. 

İstikrarlı bir devlet yapısı için hükümetin hem etkin ve etkili hem de meşruiyetini korumuş olması gerekir. Bir başka parametrede de eğer bir milletin yaşam standardı iyice düşer ve zayıflarsa bu durum hem devlet hem de hükümet çöküntüsüne yol açar. 

Başarısız devletlerin ortak özellikleri arasında, süregelen sivil ayrımcılık, yolsuzluk, suç, yoksulluk, cehalet ve çökmekte olan alt yapı var. Bir devlet düzgün işlese bile inanılırlığını ve halkın güvenini yitirirse başarısız olabilir…” 

Dünyada “başarısız ya da çökmüş” kabul edilen devletler var mı diye merak edip biraz araştırdım. 2019 itibarıyla Yemen, dünyanın en başarısız devleti kabul edilmiş. Yemen’i Somali, Güney Sudan ve Suriye izlemiş.

Burada bir not düşeyim. Sosyal ve siyaset bilimciler devletlerin başarısızlığının nicel ölçümlerini yapıyorlar. Bunun yanı sıra Foreign Policy Magazine de her yıl, 178 devletten oluşan State Fragility Index’i (Devletlerin Kırılganlık Endeksi) yayımlıyor. Sıralama da bu ölçümlere göre yapılıyor.

Bunları yazarken birden aklıma şimdiki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yken Aralık 1997’de Siirt’te yaptığı bir konuşma geldi. Erdoğan bu konuşmada okuduğu bir şiir yüzünden hapse mahkûm olmuş, dört ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olmuştu. Erdoğan konuşmanın bir bölümünde şunları söylüyor:
“...Toplumlar layık oldukları idareyle idare olunurlar. Biz kimi istersek başımıza onlar geliyor. Ve bizim vekalet verdiklerimiz bizi çamura mahkûm ediyor, bizi işsizliğe mahkûm ediyor, bizi yokluğa mahkûm ediyor. Kardeşler, bizi işsizliğe mahkûm edenler bizim oylarımızla gelmediler mi?
Peki, biz bunlara tekrar vekalet verdik. Niye biz bunlara, haydi devam, dedik? Niye biz bunlara, sizden razıyız, dedik? Meydanlarda ağladık, oyumuzu gittik, gene onlara verdik. Kardeşler, diyorum ki bu dönemi kapatalım…”

Ne güzel. Gerçekten de oylarımızla vekalet verdiğimiz, ödediğimiz vergi paraları sayesinde maaşlarını cebe atan kişiler, siyasi partiler bizleri çamura, yokluğa, işsizliğe mahkûm ediyorsa artık bir daha onlara yeni şanslar tanımayalım ve kesinlikle seçmeyelim. 



 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *