İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,6531 %0.09
37,2445 %0.23
105.364,30 %0.962
3.160,60 0,62
Ara

Sivil demokrasiyi yıpratırsa asker yok etmekten çekinmez

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Sivil demokrasiyi yıpratırsa asker yok etmekten çekinmez

Afrika’nın batısındaki Gine’de iki hafta önce meydana gelen askeri darbe kıta ülkelerinin bir çoğunun ortak kaderi gibi görünüyor. İngiliz The Economist dergisinin bu haftaki sayısında konuyla ilgili bir haber-analiz yayımlandı. Yazının giriş bölümündeki şu iki cümle doğrusu çok dikkatimi çekti:

“Gine’deki darbe Afrika’da son zamanlarda demokrasinin hızla düşüşe geçmesinin son göstergesi. Bu darbeler zincirinin kıtanın özellikle batısındaki ülkelerde bir alışkanlık haline gelmesinden korkuluyor.”

Sözü edilen bu ülkelerde demokrasi denilen sistem bütün kurallarıyla acaba ne zaman hayata geçirilmiş? Bilen var mı? Demokrasi adı altında sandıktan çıkan yolsuzluk ve her türlü kirli işe bulaşmış yönetimler mi demokrat olmuşlar? Demokrasiyi içine sindiremeyen bu ülkelerin halkları tarih boyunca da hep hakemlere (darbeci askerler olarak okuyunuz)  muhtaç olmadılar mı?

En son Gine’de yaşananlara tanık olduk. “Sabık ve sakıt” cumhurbaşkanı Alpha Conde’nin  devrildiğini duyan ahali caddelerde darbeci askerlere sevgi gösterileri yaptılar. Demokrasiyi özümsemiş halklar bir askeri darbe durumunda sevinçten zil çalıp oynar mı?

The Economist’teki yazı şöyle devam ediyor:

“Halkın feveranı sadece Conde rejiminin otoriter olmasına değildi. Gine dünyanın en zengin boksit (aluminyumun ham maddesi) rezervlerine sahip. Son beş yılda ülke ekonomisi yılda yüzde beş oranında büyüdü. Ancak halkın yüzde 70’inden fazlası günde 3.20 dolara geçinmek zorunda bırakıldı.

“Son haftalarda Conde yönetimi vergilere yüksek zamlar yapmıştı. Akaryakıtın fiyatı ise yüzde 20 oranında arttırılmıştı. Darbeye alkış tutanlar, namlunun ucunda bile olsa umuda umuttur diye bakıyor.

“Darbeciler cezaevindeki 80 siyasi mahkumu serbest bıraktı. Bir ‘milli birlik’ hükümeti kurulacağı ve sakin bir ‘geçiş dönemi yaşanacağı’ sözünü verdiler.

“Darbeyi büyük bir sevinçle desteklediğini açıklayan muhalefet lideri Cellou Dalein Diallo darbecilerin yönetimi ne zaman sivillere bırakacaklarından emin değil. Seçimlerin ne zaman yapılacağını, hatta ‘milli birlik hükümeti’nde sivillerin yer alıp almayacağını bilmediğini söylüyor. Bütün bunlar olurken, darbe lideri Yarbay Doumbouya Gine’nin bütün il ve bögelerinin yöneticiliklerine darbeci askerleri atıyor. “

Gine’deki darbeci askerlerin Batılı ve bölgesel güçlerin  tepkilerini hafifletmek için demokrasiye dönüş sözleri vermelerine rağmen bu doğrultuda hiç bir adım atmaya niyetlerinin olmadığına dikkat çekilen yazıda şu görüşler yer alıyor:

“Sınır komşusu Mali’de arka arkaya iki askeri darbe yapıldı. Çad’da da geçtiğimiz Nisan ayında bir askeri darbe yaşandı. Büyük olasılıkla bu darbelere uluslararası alanda gösterilen cılız tepkiler Gine’deki özel kuvvetleri cesaretlendirdi.

“Gine’de askeri darbe olurken 15 ülkeden oluşan Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) delegasyonu da Mali’deki darbecileri bir an önce genel seçimler yapmaları için iknaya çalışıyordu. Bu arada Gine’deki darbenin lideri Yarbay Doumbouya’nın Mali cuntasının başkanıyla gayet iyi ahbap olduğunu da not edelim.

“Demokratik yapıları kurmak zor ama yıkmak da bir o kadar kolaydır. Görünen o ki kıtanın önemli bir bölümünde bugün bu gerçek yaşanıyor. Darbelerin hemen öncesinde demokratik yapılar siviller marifetiyle bir bir yok ediliyordu. Gine’de Conde’nin anayasayı ihlaline hiç kimse kılını kıpırdatmamıştı. Fildişi Kıyısı’nda Cumhurbaşkanı Alessandro Ouattara aynı oyunu ülkesinde oynadı. Çad’da, ulusal güvenliğin korunması adına hükümet muhalefete şiddet ve baskı uygularken Fransa ve ABD yapılanları görmezden geldi. Benin’de Cumhurbaşkanı Patrice Talon muhalefet liderlerini hapse attırıp sürgüne yollarken kimsenin ruhu duymadı. Bir ülkenin sivil yöneticileri demokrasinin temelini oluşturan kurumları önemsemez, işlerine geldiği için yıpratmakta beis görmezlerken  dış güçlerden herhangi bir tepki gelmezse silahı eline alan da bu kurumları yerle bir ediverir “

İşte böyle. Demek ki neymiş? Sözüm ona sivil yönetimlerin ve yöneticilerin, kendi çıkarları ve iktidarlarının devamı uğruna önemsememek ve yıpratmakta beis görmedikleri demokratik kurumları eline silah alanın yerle bir etmesine şaşırmamak lazımmış.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *