Yıkılan diktatörler koleksiyonuna yeni bir isim katıldı: Suriye diktatörü Esad.
Geçen hafta bu satırlarda diktatörleri özellikle kendilerini devlet sanan bazı demokrasi düşmanı, her şeyin sahibi olduğunu zanneden diktatörlerin sonlarının hüsranla biteceğini yazmış ve Fransız kıralı XIV. Louis “Devlet Benim” sözü ile tarihe geçtiğini hatırlatmıştık. Dünya siyaset tarihinde bazı siyasilerin, despotlaşan muhterislerin, diktatörlerin, pek derin olmayan bilgi düzeyleri, alabildikleri yetersiz aile ve formal eğitimleri, Tanrı’nın vermediği yetenekleri ile bir türlü hatalarından öğrenememe özellikleri yetmiyormuş gibi bir de sınır tanımayan ihtirasları hem kendilerine hem varsa partilerine hem de ülkelerine ve halklarına büyük zararlar vermiştir demiştik.
Tarihin derin karanlıklarına gömülmüş olan bu kişiler ancak yaptıkları kötülüklerle anılırlar. Roma'yı yakan Neron, Avrupa’yı kana boyayan Adolf Hitler ve onun kuklası İtalyan Benito Mussolini, Afrikalı Idi Amin bu tanınmış isimlerin ilk aklımıza gelen sadece birkaçı. Bu listeye eklenen yeni isimler de var. Tunus diktatörü Bin Ali Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek ve belki de yeni bunalımlarla ayağa kalkan halk hareketlerinin sonunda bunları izleyecek başka zevat demiştim. Bu koleksiyona bir hafta içinde 50 yıldır Suriye’yi demir yumrukla yöneten diktatör Esad da katıldı.
Darısı diğer demokrasi ve hukuk düşmanı başka diktatörlere. Bu koleksiyona yeni katılımlar sürecek gibi eğer hem kendi hem başkalarının hatalarından öğrenmezlerse.
Yorum Yazın