6 Şubat 2023’de yaşanan deprem sonrası saatlerce “devlet nerede?” diye herkes birbirine soruyorken çok ilginç birşey oldu. Pazarcık merkezli depremde yer üç metre kaymış, ama devlet saatlerce bölgeye AFAD-Kızılay-Asker üçlüsü kaydırmamıştı. Onun yerine 220 saat sonra Pazarcık kaymakamı ve yanında ağır silahlarla gelen bir grup asker bölge halkına yardım ulaştıran Hasankaya cemevine el koydu ve kayyım atadı.
Depremin bu kadar yıkıcı olmasının nedeni olan önceki 24 yılın hikayesini hepimiz biliyoruz artık. (İmar affına için şu zinciri tavsiye ederim). Depremin sonraki ilk saatte depreme dair bir ön rapor çıktığını, ikinci saatte gerekli mobilizasyona başlandığını ve üçüncü saate her kentte üç bin AFAD-Kızılay-Asker ekibinin olabileceğini ve böylece 24 saat geçmeden bütün enkazdan binlerce insanın çıkarılabileceğini belgeleri ile iddia edebiliyoruz. (Buna dair iddia için şu zincire bakabilirsiniz.)
Depremden sonra nasıl olduysa bu mobilizasyon olmadı, olan da geri çevrildi. Buna dair çok sayıda haber var. Hatta devlet olmayınca yardıma koşanlara dair engellemeleri hepimiz yaşadık, birinci ağızdan duyduk ve okuduk. Hatta kurtarma ekiplerine yapılan müdahale de dünyanın gündemi oldu.
Gelinen noktada depreme müdahale etmeme, edenleri engelleme, arama-kurtarma ekiplerine gitmeye zorlamanın yanında şimdi son bir halka daha eklendi, yardımlaşma örgütleyen bir cemevine devlet el koydu!
Bunları niye anlatıyorum? AKP ne yapıyorsa bunu yapacağını söylüyor, düzenlemesini yapıyor ve sonra da yapıyor. Muhalefet ise bunun böyle olmadığını inatla anlatıyor, bunun dayanağı olan kanun tekliflerinin önünü, meclis boyutu ve sonrasını örgütlemiyor. Hatta bu aşamalarda destek bile veriyor.
Çok iddialı gelebilir ama bu böyle mi bakalım!
Cemevine El Koyma Nasıl Sürecinin Kronolojisi
Deprem yardımlarını örgütleyen bir cemevine neden el konulur? Bu açıkça “sen depremzedelere yardım edemezsin” demek. Bunun altyapısı 16 Kasım 2022’de geçen “Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile geçti. Burada bazı kelimesinin 13 kanunu daha ilgilendirdiğini ve içinde Alevileri de ilgilendiren beş madde olduğunu söyleyelim. Aslında AKP iyice alanı boş bulmuş, böyle bir kanunla 5 bakanlığı ilgilendiren 14 kanunu değiştirerek anayasa gibi torba kanun yağmıştı.
Ama 7421 sayılı bu kanunun da arkası vardı!
Laikliği Nasıl Teslim Ettik?
Laiklik bu ülkede en önemli fikirbirliği alanlarında biri. 16 Mart 2022’de Diyanet’i Milli Eğitimden ayırarak bağımsızlaştıran, böylece laikliğin köküne kibrit suyu döken düzenlemeye o gün TBMM’de 22 CHP ve 12 İYİP vekilinin verdiği destek ile AKP geçirmiş, HDP 10 vekil ile çekimser kalmış, TİP, Memleket, Deva, DP gibi partiler oylamaya bile katılmamıştı.
AKP bundan ve benzerlerinden aldığı cüretle Alevilerin inancını devlete bağlayan düzenlemeyi geçirmişti.
incelemeniz için bu kanun geçtiğinde paylaştığım oylama karnesini paylaşıyorum:
Bu haberden sonra Alevi örgütleri ayağa kalkmış, sonrasında bu partilerden sadece HDP halktan özür dilemişti.
Ama AKP kendisine kanunlarına destek buldukça, engel çıkartılmadıkça ve tabanının idare eden bu muhalefet rahatlığı ile 14 kanunu değiştiren düzenlemeyi getirdi.
Alevileri İlgilendiren Kanun Bütçe Komisyonunda!
Teklif 21 Ekim 2022’de TBMM’ye sunuldu, on günde komisyonda görüşülüp raporu hazırlandı ve 8 Kasım’da Genel Kurul’a geldi. 16 Kasım günü de oylanarak Resmi Gazete’de yayımlanarak kanunlaştı.
Kanun 25 madde ve 14 kanunun ilgilendirmesi nedeniyle adaletten, imara, aileden enerjiye kadar içeriği ile beş farklı komisyonda görüşülmesi gerekiyorken, bu beş komisyonun arasında olmayan akçeli işlere bakan “Plan ve Bütçe Komisyonu” tarafından görüşüldü.
Genel Kurul’da oylamaya bu sefer diyanet kanunundan dili yanan muhalafet daha sıkı katılmış, 112 CHP, 42 HDP vekili RET oyu kullanarak tarihi bir karşı oy kullanmışlardı. İYİP 15 vekille RET verirken TİP de iki vekili ile RET oyu vermişti.
AKP ancak 243 vekili bulurken 245 vekili olan muhalefetin 73 vekili katmayarak geçmesini zorlaştırmamıştı.
Böylece cemevleri bir ibadethane sayılmış, kültür bakanlığına bağlanmış ve kayyım atama yetkisi de verilmişti. O maddeleri o gün geçirdiler ve dün uyguladılar. Ama sonrası vardı.
Alevilerin Başına CHP Danışmanı
Kanun daha geçmeden 9 Kasım’da Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na Ali Arif Özzeybek atandı. Özzeybek 2006-2007 Yılında Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. 2011-2018 yılları arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yaptı.
Özzeybek ismi Alevilerin başına çökme işini yaptı. Halbuki AKP medyası daha bir yıl evvel kendisini CHP-Fetö görüşmeleri üstünden topa tutuyordu. İnanmasanız buradan okuyabilirsiniz.
Depremzadeleri Gönderebiliriz!!
Çok saçma değil mi, koca bir yazıda depremi değil laikliği, Alevileri, kayyımı konuşuyoruz? Hayır değil, bu hükümetin ajandası ve kendi ajandamızı koymadığı sürece bu böyle olacak. Devlet 24 yılda 8 imar barışı düzenlemesi yapmış, muhalefet burada fire vermiş, 2018’de KABUL oyu bile vermiş. Depremin ilk 3 saatinde her kentte üçer bin kişi enkaz başında çalışabilecekken AKP bunu fırsat bilerek yardımları geri çekmiş ve hatta engellerken siyaset STK’cılık oynamış.
Aslında sorun o kadar basit ki. Erdoğan üçüncü kez aday olmak için Anayasa’nın ilgili maddesini tanımadı. Deprem oldu "Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun” açıkken işleme almak yerine OHAL ilan etti. Yetmedi şimdide kayyım atıyor, yardımlara el koyuyor, dayanışma gösterenleri tutukluyor.
İtiraf edelim, iktidar AFAD-Kızılay-Asker üçlüsünü geri çekti, sahaya bant daraltması ile beraber Ekim 2022’de geçen dezenformasyon ve Kasım 2022’de geçen vergi torbasını sürdü. Bizim ise dayanışma ve toplumsal siyaset ikiliğini devreye sokmak zorundayız.
İyi haber bugün dayanışmada tam, siyasette biraz yarımız Tam yapmamız, kararlı yapmamız ile bırakın depremzedelerle dayanışmayı örgütlemeyi, depremzadeleri de gönderebiliriz!
Yorum Yazın