Göz göre göre oluşan barınma sorunu-konut açığı nasıl çözülür?

Cumhuriyet tarihinin en büyük barınma-konut sorununu 23. yılındaki kesintisiz AK Parti iktidarı göz göre göre oluşturdu. Hükümetler, sonra da yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı Erdoğan yılları boşuna geçirdi. Elinde TOKİ gibi bir ‘silah’ olmasına karşın bu kurumu büyük müteahhit firmalarla taşeron ilişkiler kurdurup lüks konut üretimine yönlendirdi. Bu tablo, dar gelirli, ücretiyle geçinen yurttaşların konut sahibi olmasını engelledi. Bir konut sahibi olmak bırakın en alttakileri, ortanın biraz altında ve orta gelirli yurttaşların bile bir konut sahibi olmasını hayal haline getirdi.
1940’larla birlikte 1980’lere kadar İstanbul ve Ankara’da gecekondularla yurttaş kendi sorununu kendi çözme yoluna gidiyor, başının çaresine bakabiliyordu. Oy kaygısıyla da, aynı zamanda başka bir çözüm getirilemediği için fabrikalar etrafındaki iş gücü ihtiyacı ve buna bağlı hızlı kentleşme sonucunda siyaset ve yerel yönetim kurumu bu duruma göz yumuyordu. 1960’larla birlikte kısmi olarak toplu konut denilebilecek uygulamalar başladı. 1980’lerle birlikte, özellikle 90’lar ve nihayet 2000’lerin başlarında gecekondular yıkılarak yerine 4-7 katlı apartmanlar ikame edildi. Bu süre zarfında konut açığı büyük ölçüde giderildi. Yurttaşlar eline geçen dairelerle evlendirdiği çocuklarını konut sahibi yaptı, bir kısım yurttaş da bu dairelerden satın alabildi. O zamanlar biraz birikim, biraz aile desteği, olmadı biraz da kredi çekerek ücretli çalışan yurttaşlar konut sahibi olabildi.
KONTROLSÜZ GÖÇ BARINMA SORUNUNU HAD SAFHAYA SIÇRATTI
Ne var ki, 2000’lerin ikinci yarısından itibaren Suriye’den gelen ‘misafirler’, yanı sıra, Afrika, Orta Asya, Ortadoğu, İran kaynaklı yoğun ikametler nedeniyle olsun; ekonomideki belirsizlikler ve yüksek enflasyon ve yıkıcı sonuçları nedeniyle olsun müthiş bir konut açığı oluştu. Söz konusu yabancı nüfus 5-6 milyon olunca, bunların ezici çoğunluğu da en düşük kiralı konutlarda oturunca, bizim düşük ücretli çalışan kesim yükselen kiralar karşısında bırakın konut sahibi olmayı, başını sokacak kiralık yer için bile adeta kör tavuk oldu! Öyle ki, iki aile beraber oturmaya, birkaç bekar kadın veya erkek beraber oturmaya başladı! Küçük dükkanlar, çatı araları, garajlar bile ikamet eden yurttaşlarla doldu! Çok sayıda yalnız ve zavallı insan sokağa düştü. Bu süreçte ev sahibi-kiracı anlaşmazlıkları, cinayetler, kavgalar ve adliye süreçleri gırla gitmeye başladı. Bütün bunlara ek olarak başta 11 ilimizi vuran 2023 Şubat depremi de oralarda sağ kalıp da evleri başına yıkılan yurttaşları batı illerine yöneltti ve konut sıkıntısı had safhaya vardı.
22 YIL UYUYAN HÜKÜMETİN DERDİ BAŞKA
Hükümet, had safhaya varan konut açığı-barınma sorunu sanki yeni peydah olmuş gibi bakıyorum henüz bazı projelerden söz ediyor. Laf var, uygulama yok. İki yıldır daha deprem konutları bile bitirilemedi, hayat şekillenemedi oralarda. Oysa, hükümet konut açığını gidermek istese 22 yılda memlekette her isteyen başını sokacak bir yuva sahibi çoktan olurdu. Siz o kadar dış göçü alıp memleketi bir “depo” haline getiriyorsanız ve o insanları kentlere salıyorsanız bunun önlemini de almak durumundaydınız. Saldım çayıra, mevlam kayıra; hükümetin tarzı tam da budur!
AK Parti’nin 22 yılda çözmediği ve üstelik katmerleştirdiği barınma sorununu-konut açığını çözesi yok. Onun bütün derdi, Atatürk Türkiye’sini nasıl erozyona uğratıp bertaraf ederim, önümüzdeki seçimi nasıl alırım…
CHP’NİN GEÇMİŞTE GÜZEL VE YERİNDE ÖRNEKLERİ VAR, YENİLERİ DE GÜNDEMDE
AK Parti iktidarının alternatifi, “Türkiye İttifakı” ile iktidarı hedefleyen CHP’dir artık ve diğer sorunlarla birlikte devasa barınma sorununu-konut açığını çözüp giderecek olan da CHP’dir haliyle. CHP, şu sıralar parti programını yenilemek için de çalışıyor. Yenilenecek program aynı zamanda seçim programının da temelini, altlığını oluşturacak. İçinde bulunduğumuz sürecin dikkate alınarak program taslağının hızla şekillenip program kurultayının da bir an önce toplanması gerekiyor. İşte bu programda temel bir insan hakkı olan barınma ve konut edinme sorununa ve çözümüne ilişkin bir bölüm mutlaka yer almalıdır. Kentsel dönüşüm de kuşkusuz bu sorunun içindedir. Olası CHP iktidarı bir yandan konut açığını hızla giderirken, bir yandan da kentsel dönüşüme eğilmek durumundadır. Bu konuda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı iken Murat Karayalçın’ın çok büyük bir başarıyla hayata geçirdiği toplumsal rızaya dayalı Dikmen Portakal Vadisi dönüşümü ve Batıkent toplu konut uygulamaları önemli referanslardır. Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki Ege Şehir ile Menemen’deki çağdaş bir 3100 konutluk, dört etapta hayata geçireceği projeyi de önemli ve değerli buluyorum. Proje tanıtımını izledim ve ikna oldum. Hatta proje açıklanır açıklanmaz ilk gün 11 bin yurttaşın ilgili kuruluşun sitesinden başvuru yaptığını öğrendim.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Menemen Konutları projesini şöyle gerekçelendirdi tanıtımda:
“Bugün seçim öncesinde verdiğimiz 25 bin sosyal konut vaadinin ilk etabı için bir aradayız. Her şeyden önce neden yaptığımızı sizlere söylemek isterim. Biliyorsunuz barınma hakkı en temel insan hakkıdır. Konut hakkı, Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nde Ekonomik Sosyal Kültürel Haklar Sözleşmesi’nde ifade edilmiş. Anayasamızda da Konut Hakkı başlıklı 57’nci maddede ‘Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten planlama çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler’ denmiştir. İşte bu sorumlulukla özellikle son zamanlarda çok daha belirgin bir şekilde yaşadığımız konut krizini gidermek için bir adım atmaya karar verdik.”
KİPTAŞ-EGE ŞEHİR İŞBİRLİĞİ
Tabii 3100 aday çok farklı ve gerçekçi kriterlerden hareketle bir puanlama sistemine tabi tutulacak. Böylelikle başvurular arasından 3100 yurttaşın başvurusu kabul edilecek. Bu yurttaşlar kendisinin ve aile bireylerinden birisinin evi olmayanlar arasından belirlenecek. Sahibi olunan daire beş yıl satılamayacak. Daireler 1+1, 2+1 ve 3+1 olarak inşa edilecek ve Koyundere mevkiindeki toplu konut alanında son derece çağdaş sosyal donatı alanları da yer alacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın, adaylık tanıtımında verdiği sözlerden birisiydi bu gibi projeler. Mali durum ve bütçe elverdikçe bu sayı artabilir. Her belediye başkanı ikinci dönemini ister. Bir falso vermedikçe de alır, devam eder. Bu bağlamda Dr. Tugay’ın hayata geçireceği, belediye arazisi üzerinde yapılacak Koyundere’deki Menemen Konutları önemli bir know-how da olacaktır. İleride daha hızlı bir şekilde eldeki prototiple çok sayıda konut üretilebilecektir. Öte yandan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki KİPTAŞ’ın da bir bilgi ve deneyim birikimi var. Toplu konut ve kentsel dönüşüm çerçevesinde İstanbul Büyükşehir ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İstanbul’da bir araya gelen Dr. Tugay, KİPTAŞ ile de işbirliği mesajını verdi. İmamoğlu’nun, CHP’nin örgüt denetiminde cumhurbaşkanı adaylığı ön seçimindeki kampanyasının ilk durağı da İzmir olacak. Bu bağlamda CHP’nin müstakbel cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu yarın (8 Mart cumartesi) İzmir’e geliyor. İki belediye arasındaki birçok alandaki yen işbirliği protokolleri de o gün imzalanabilir.
CHP PROGRAMINDA VE SEÇİM BİLDİRGESİNDE BARINMA SORUNU-KONUT AÇIĞI
CHP iktidarında yalnızca belediye değil, hazine arazilerinden de arsa oluşturularak uydu-kentler ucuza inşa edilebilecek, bir yandan da kentsel dönüşüme hız verilebilecektir. Bir parti programı bana göre kısa ve özlü olmalıdır. O nedenle barınma sorunu-konut açığına ilişkin ayrıntılı değinmeler olması mümkün değil. Ancak, CHP’nin seçim programdaki temel başlıklardan birisi mutlaka bu konuya ayrılmalıdır. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve tüzel kişiliği seçim programında barınma sorununu-konut açığını nasıl çözeceğini net bir şekilde, inandırıcı ve umut verecek içtenlikle açıklamalıdır. Örneğin şunları dile getirmelidir:
1)TOKİ marifetiyle başta en çok ihtiyacı olan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Mersin, Antalya, Samsun, Tekirdağ ve giderek bütün büyükşehirlerde beş yıl içinde 1+1 ve 2+1 şu kadar sosyal konut yapacağız ve ödeme vadeleri sabitlenecek faiz ile şu kadar olacak. Yurttaşlar kira verir gibi taksit ödeyerek 5-10-15 yıl vade ile konut sahibi olacak.
2)Sosyal konutlarda şehit ve gazi aileleri, engelliler, kendisinin ve eşinin konutu olmayan düşük maaşlı emekliler, asgari ücretle çalışıp kendisinin ve ailesinin üzerinde tapusu olmayanlar öncelikli olacak. İkinci sırada kendisinin ve eşinin üzerinde tapu bulunmayanlar olacak. Hiçbir şekilde bu sosyal konutlara yabancıların başvurusu alınmayacak. Sahip olunan sosyal konutlar beş yıl satılamayacak.
3)TOKİ, üniversitelerin yoğun olduğu kentlerde beş yıl içinde ikişer tane 1500’er kişilik kız yurdu, birer tane de 1500 kişilik öğrenci yurdu inşa edecek.
4)Gerek TOKİ, gerekse yerel yönetimler eliyle öncelikli sıkıntılı ve özellikle deprem riski çok olan kesimlerden başlanarak kentsel dönüşüm alanında çalışmalara hızla başlanarak beş yıl içinde önemli ölçüde mesafe alınarak ilerleme sağlanacak.