İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7508 %0.01
37,3191 %-0.56
103.034,54 %3.513
3.172,74 0,69
Ara

Kybele ya da Sibel yaptı yapacağını

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Kybele ya da Sibel yaptı yapacağını

Anadolu bereket tanrıçasıdır. Koca gövdeli, koca memeli…

Ama sadece bereket tanrıçası olmakla kalmaz, aynı zamanda deprem tanrıçasıdır. Bacaklarının ayrık tasviri, toprağın karışımını, modern algımıza göre fay hattının kırılmasını ve sonrasında çıkacak verimi, tarımsal ürün bolluğunu tasvir eder.

Modern çağ konut yapısının olmadığı, insanlığın yeni yeni tarım toplumuna geçtiği, hafif, öldürücü olmayan yapılarda yaşadığı dönemler için hiç kuşkusuz günümüz için doğal afet olarak algılanan depremlerin tanrıçası, sevimli bir tanrıçadır.

Peki ya bugün?

Korkum açıklananın çok daha fazla can kaybı ile karşı karşıya kalacağımız. Yıkılan enkazın altında kalanların, yıkıntının ötesinde zamanında müdahale edilememesine bağlı olarak donma nedeniyle yaşamlarını yitirecekleri.  Hepimizin içi kan ağlıyor.

Yıllar öncesine döndüm. 1999 Ağustos depremi sonrasında yazdığım ilk yazımın başlığı “doğal afet bölgesi mi sosyal afet bölgesi mi” şeklindeydi. Yanlış hatırlamıyorsam, doğal afetlerin kaçınılmazlığı, ancak sosyal afetlerin giderilebirliği mealinde bir yazı kaleme almıştım. Giderebildik mi? Hayır.

Bırakın gidermeyi, 1999’un da gerisine düşen, acı veren görüntülerle karşı karşıyayız.

Tamam önce 7.7, ardından 7.6  belki de deprem tarihinde ilk defa görülen gerçek bir felaket rakamları. Peki beklenmiyor muydu? Prof. Dr. Naci Görür aylardan beridir uyardığına göre beklenen bir afetle karşı karşıyaydık. Peki mantık? Bilim adamları söyler, siyaset esastır, Allah bilir.

Peki, kadercilikten önce Allah akıl fikir vermiş diyenlere ne diyeceğiz?

Çok şükür depremin vurduğu 10 il için OHAL ilan edildi. Peki 2 gün niye beklendi? 2 gün öncesinin sabahı ilan edilse de kurtarma çalışmalarına ordunun dahil edilmesi daha önce gerçekleşseydi? Gecikme bir cinayet midir? Çok tartışmaya açık bir konu değil mi?

İki gün boyunca bir çorbayı esirgemek, hadi esirgemek demeyelim ama afet bölgesinde endişeyle bekleyen insanlarına götürememek hangi sorgulamaları beraberinde getirir, farkında mısınız?

Böylesi bir insanlık trajedisi yaşanırken hala oy devşirmek üstüne bazı yardımların merkezileştirilmesi üstüne yaptığınız kurguların size yaracağına hakikaten inanıyor musunuz?

Son soru, hala vicdanınız rahat mı?

Benim vicdanım ne yazık ki rahat değil!..

Toprağın altında kalmış nice canlara rahmet okurken, bu sosyal afet cahilliğini telin ediyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *