İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7549 %0
37,3001 %-0.61
101.854,42 %2.576
3.176,44 0,81
Ara

Gerçek enflasyon 36,72

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Gerçek enflasyon 36,72

Bilim olarak ekonominin temelinde yer alan teorilerin varsayımlarından biri tüketicinin yani insanların rasyonel olduğudur. Her ne kadar gerçekliği olmasa da biz “homo-economicus” olmaktan uzaklaşan insan ırkına iktisadi düşünme yetisi kazandırması açısından önemlidir. İşbu rasyonalite konusu gündeme geldiğinde insanların aslında çoğu konuda varsayılanın aksine duygusal karar verdiğini fark ettim.

Algı/algılama gerçekliktir

Bu cümle ilk duyduğum andan beri ilgimi çekmişti. Kendi kendime “nasıl yani gerçek tek değil midir?” diye sorardım. Zaman geçtikçe kolayca yönlendirilen insanların varlığını fark ettim. Zaten sonrasında bu soru da kafamdan uçup gitti. Kısaca, bir insan neye inandırılmak isteniyorsa ona inandırılıyor. Hele elinizde güçlü ikna araçları varsa…

Yukarıda bahsettiklerim ışığında enflasyon sepeti konusunu masaya yatıracağım. Aslında bu bilgiler herkese açık ve yorum yapmak da o kadar zor değil ancak tekrar tekrar bakıp idrak etmekte fayda var. TÜİK enflasyon sepeti ağırlıklarını belirlerken bir şeye dikkati yönelterek insanların o şeyin bilincine varmalarını çok iyi sağlıyor. (Bakınız: algı, TDK)

Nasıl hesaplanıyor?

Şubat ayında yapılan değişiklikle birlikte TÜİK enflasyon hesaplarken 415 farklı ürünü baz alıyor. Hepsinin kullanım sıklığına göre oranları var. Sepette yok yok. Çiğ köfteden, Hacca Gidiş Ücretine kadar geniş bir yelpaze var. Bu ürünler başlıca 12 ana gruba ayrılıyor:

 

2021

2020

Fark

Gıda ve alkolsüz içecekler

25.94

22.77

3.17

Alkollü içecekler ve tütün

4.88

6.06

-1.18

Giyim ve ayakkabı

5.87

6.96

-1.09

Konut

15.36

14.34

1.02

Ev eşyası

8.64

7.77

0.87

Sağlık

3.25

2.80

0.45

Ulaştırma

15.49

15.62

-0.13

Haberleşme

4.64

3.80

0.84

Eğlence ve kültür

3.01

3.26

-0.25

Eğitim

2.28

2.58

-0.30

Lokanta ve oteller

5.91

8.67

-2.76

Çeşitli mal ve hizmetler

4.73

5.37

-0,64

 

Peki bu işin sihri nedir? Şunu bilerek başlamalıyız; 2020 Aralık itibarıyla sepetteki ilk 33 ürünün ağırlığı enflasyonu oluşturan tüm ürünlerin yarısı kadar ağırlığa sahip. Yani TÜİK bu ürünleri doğru seçerek enflasyonu belli bir noktaya kadar tayin edebilir.

Bir başka konu da bu ürünlerin sıraları. TÜİK burada da halkın tamamını kapsayıcı şekilde davranmadı, öncelikler doğru şekilde yapılmadı. Örneğin halkın giderlerini baz alan biçimde yapılsaydı internet giderleri 40.sırada olmazdı.

Hesaplamalarda yapılan son değişikliğe kadar ürün bazında sigara %5,71 ile başı çekiyordu. Sigaranın 2020 yılı ortalama fiyatlarını kıyasladığımız zaman nerdeyse hiç değişim olmadığını görüyoruz. (Ocak 20: 16,2427 – Aralık 20: 16,2746) Bütün sepetin 20’de birini kapsayan bir ürünün enflasyon oranı yaklaşık %0. Kaldı ki sigara zamları yıl sonunda yapıldığı için bütün yıl boyunca fiyat aynı kalıyor. Zamlar demişken en önemli üçüncü kalem olan elektriğe gelebiliriz. Brunson krizine bağlayabileceğimiz 2018-2019 arasında 5 defa zamlanması haricinde elektrik zamları muntazam bir şekilde her yılın başında yapılıyor. Hal böyle olunca o yıl boyu ortalama fiyat çok da değişmiyor. (Ocak 20: 0,7102 – Aralık 20: 0,7511)
Yıl boyu fiyatı bu kadar az değişen bir hizmeti sepete bu şartlarla dahil etmek usta bir algı yöneticisinin elinden çıkmış olsa gerek. Kaldı ki örneklendirdiğim gibi ağırlığı olan ürünlerin bir kısmında zamlar yıl sonunda yapıldığı için o yılın enflasyonuna dahil edilmiyor ve o yılın genel fiyat dengesi daha az artış gösteriyor.

Yapılan algının yanı sıra hesaplama yöntemi de defolu. Örneğin; saygın akademisyenlerden ve eski bürokratlardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) hesabına baktığımızda, ülkemizin 2020 enflasyon oranı %36,72 (TÜİK’ göre bu rakam 14,34). ENAG bu hesabı yaparken farklı bir teknik kullanıyor. Maksimum aylık hesap yapan TÜİK’in aksine günlük, hatta saatlik enflasyon hesaplanıyor. Bu da anlık olarak doğru bilgiye erişimi kolaylaştırıyor.

TÜİK, sepette bulunan ürünlerin sıklık verilerini ENAG kadar sık çekmiyor. Doğal olarak iki kurumun örneklem verileri arasında 15 kata kadar fark oluşuyor. TÜİK’in bir ayda çektiği veri sayısına ENAG bu yöntemle 48 saatte ulaşıyor. Aynı zamanda firmalar kararlarını anlık veriye ulaşarak daha doğru verir. Bu sayede daha doğru kararlar alarak büyümeye dolaylı yoldan katkı sağlar.

Konu esasında yüksek enflasyon değil. Halkın gerçek enflasyonu TÜİK’in açıkladığı enflasyonun altında kalınca insanların geliri rakamsal olarak artsa bile fakirleşiyoruz.

Peki nedir yani yanlış olursa ne olur diyenlere de iki kelam edeyim. En basitinden Merkez Bankası her kararını buna göre verir, gelecek tahminlerinde bu verileri kullanır. Daha da gündelik hayattan bilgi verilmesi gerekirse vatandaşın kazandığı para her geçen yıl azalır.

TÜİK son yıllarda halka güven vermeyen bir kurum olmanın yanı sıra enflasyon hesabında da kanunda boşluk arar gibi algı/ manipülasyon yapma gayreti içinde. Bu bir hayli üzücü… Ülke olarak hakikate olan açlığımız yıllar geçtikçe artıyor. Ne acıdır ki güzel ülkemdeki her unsur bu açlığı arttırıyor.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *