İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4864 %0.01
36,6208 %0.08
3.436.127 %0.177
3.065,65 0,40
Ara

Alternatif gerçekler ve yeni yılda Türkiye ekonomisi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Alternatif gerçekler ve yeni yılda Türkiye ekonomisi

Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte ABD’de yine bir yönetim anlayışı değişikliği olacak ve bunun dünyadaki yankısı çabuk hissedilecek. Çin, Meksika ve Kanada yeni ticaret savaşlarından nasiplerini alırken, Batı Avrupa, Rusya, Ukrayna, Orta Doğu ve Türkiye değişiklikten farklı derece ve biçimlerde etkilenecek. Yeni Trump yönetiminin dünyaya etkisinden öte, ABD de kamu yönetiminde özel sektör ruhu baskın hale gelecek. Sosyal refah harcamaları kısılacak; alışılmamış alternatif uygulamalar yeni toplumsal uçurum ve yaralar açacak. Kamu kurumlarının yerleşik kural ve geleneklerinin keyfiliğe dayanıklılığı sınanacak. Elon Musk Federal Rezerve ve Amerikan bankacılık sistemini zıvanasından çıkarmaya uğraşacak. ABD de para sistemi değişirse bunun dünyadaki etkisine artık her halde “Yeni Dünya Ekonomik Düzeni” denemeyecek. Ama eğer Musk mayası tutarsa, dümeninde kamu yararı anlayışı olmayan bir para sisteminin yaratacağı sonuç önce ABD ki federal idari yapıyı zorlayacak. Bunun dünyadaki etkisini ise zamanla göreceğiz.  Alternatif gerçeklere dayanan yönetim anlayışının, ABD ile sınırlı kalmayacağı kesin. İsteyerek taklit veya Trump’ın “Akıllı ol. Yoksa.” baskısıyla ortaya çıkacak değişikliğin güçlü dalgaları Akdeniz kıyılarına çarpınca, zaten alternatif gerçeklerden beka uman siyasi iktidar, Türkiye’de “ben yaptım oldu” keyfiliğini haydi haydi hayata geçirecek. Bir farkla ki, Trumpist ekonomi politikaları hala Neo liberal anlayış olma özelliğini korurken, Türkiye’deki kopyası alternatif gerçeklerin baskıcı dayatması olarak tecelli edecek. Bu nedenle 2025 Türkiye için, bir taraftan ABD deki yeni alternatif politika uygulamalarını “biz daha iyisini bile yaparız” havasında taklit ve takip yılı, diğer taraftansa halkın alternatif gerçekleri kabule zorlanacağı yeni otoriterleşme dönemi olacak.

                                                 “Ya Bu Deveyi Güdersin; Ya Bu Diyardan Gidersin”

AKP yönetimi, 23 yıllık iktidar döneminin son 12 yılında ülke ekonomisinin çöküşünü, parlak söylem aldatmacasıyla hızlandırmış durumda. Kamu kaynaklarının keyfi kararlar ve tefessüh ettirilen kurumlar yoluyla el değiştirmesinin toplumsal sonuçları ortada. Sürekli çatışma mali kaynakları tüketir, el değiştiren servet ülke sınırları dışında mekân tutarken, artık “enflasyon düşüyor, işsizlik azalıyor, ihracatta rekor üzerine rekor kırılıyor” aldatmacalarını yutmayan halka alternatif gerçekleri kabul mecburiyeti kapıda. Zaten mülteci ve göçmenlerle kısmen alternatif bir halk yaratıldı.  “Giderlerse gitsinler” mantığı ile sistemli bir “halk ikamesi” yapıldı.  Son 23 yılda tedricen bir “Alternatif Ekonomi Modeli” oluşturulduğunu da söylemek mümkün. Türkiye artık verimli toprakların ülkeyi beslemediği, hizmet sektörünün aşırı büyüdüğü ve sanayiin kapağı bir an önce ülke dışına atmak için fırsat kolladığı bir ülke olarak klasik ekonomik döngüden farklı üretim, değişim, tüketim ve bölüşüm süreçlerinin iktidar tarafından devreye sokulduğu yeni bir model üretti. Türkiye artık ekonomik kuralların kişisel tercihlerle değiştirildiği, yardım kurumlarının ticarethaneye dönüştüğü, kamu stratejik sanayi dallarının tüm birikimleri ile özel sektöre devredildiği, kaçakçılığın, yağmacılığın kol gezdiği, uyuşturucu ticaretinde ünü okyanusların ötesine taşan bir ülke. AKP yönetimi, 23 yılda önce yavaştan, sonra hızla alışılmış ekonomik, ahlaki ve hukuki kurallarla çalışmayan, hatta bunlara dirençli ekonomik alanlar ve uygulamalar yaratmayı kasıtlı ve bilinçli olarak başardı. Alternatif halk ta zaten bu değişimin bir parçası. Bu nedenle Türkiye 21. yüzyılın ilk çeyreğinde Trumpist alternatif gerçeklere, ABD den bile daha yakın, hatta onlarla daha uyumlu. Bu nedenle asgari ücreti, zamlara rağmen düştüğü iddia edilen enflasyonu, kalmayan mülkiyet hakkı güvencesini sorgulamak anlamsız. Hatta mantıklı soruları sormak bile şimdi sakıncalı olabilir.

                                           Sadaka ve Dayanışma Ekonomisi ile Alternatif Gerçekler

Türkiye’de 2021 yılından bu yana sosyal yardımlarda ciddi artışlar var. 2021 de 4,35 milyon haneye verilen yardımların 2022 de 4,42 milyon, 2023 de ise 5 milyon haneye ulaştığı anlaşılıyor. Buna rağmen fakirlik artarken fakirlik kültürü geri geliyor. 2023’de 957 bin 164 hanede yaşayan 3 milyon 509 bin 427 kişiye gıda yardımı yapıldığı açıklanıyor. Ancak büyük bir deprem yaşayan ve bunun yaralarını hala saramayan Türkiye’de bu sosyal devlete değil, siyasi çıkara açılan kapı. Bu rakamlara bir de Diyanet İşleri bütçesinden dini örgütlere, tarikatlara yapılan aktarımları, hatta örtülü ödenekten kayıtsız ayrılan siyasi yardımları da eklemek gerekir. Tabii vaat ettiği adil paylaşım düzenini kuramayan 23 yıllık iktidarın, biat kültürünü yerleştirmek için bulduğu sadaka çözümünün uzun vadede yaratacağı hasarı düşünme zamanı geldi de geçiyor.  Aslında dünyadaki karşılığı “dayanışma ekonomisi” olan uygulamanın sadaka düzeniyle Türkiye’de üretkenliğe, çalışma ahlakına, onur ve gururuna zarar vermeye başladığı açık. Çünkü dayanışmayı aşan sadaka kültürünün yarattığı ahlaki tuzak, iktidara sağladığı siyasi kazancın çok ötesinde. Bu cehaleti teşvik eden eğitim politikaları ile birleştiğinde ülkenin geleceği açısından gerçek bir beka sorunu tehlikesi yaratıyor. Ne yazık ki artık muhalefet te oy için daha fazla sadaka sözü veriyor Bu arada sadaka ve dayanışma ekonomisini İmparatorluk yaratma hayali ile Balkanlara, Kafkaslara, Orta Asya ve Afrika’ya Yunus Emre dernekleriyle yayma anlayışının sonucu malum. Yolsuzluk haberleri dudak uçuklaştıkça en çok üzüntü veren Yunus Emre’nin Sufi İslam anlayışının böylesine ahlaksızlığa alet edilmesi, bölgesel dayanışma diye din kisvesiyle yolsuzluğa göz yumulması. Trump’ın kafadan bacaklı alternatif uygulamalarını Türkiye’nin izleyeceği kesin. Ama Trump sadaka ve ulufe dağıtmada Türkiye’ye öykünmeyecektir.

              Alternatif Gerçeklerin Sayısal Boyutu ve “Emperyal Başkanlık”(Imperial Presidency)

Gelelim alternatif gerçeklerinin sayısal boyutuna. Türkiye 2024 ün 3. çeyreğinde yüzde 2.1 büyümüş. Büyümenin yılsonu değeri ise yüzde 2.4. Bu oran 5 milyonun üzerinde göçmen ve mülteci barındıran Türkiye’ye hiç yetmez. “Türkiye büyüyor” dayatması iktidar sarhoşluğunun alternatif gerçeklerle yarattığı aldatmaca iklimi.  Yılsonu enflasyonu geçen yılın aynı döneminden bu yana yüzde 10 azalarak yüzde 47 olmuş. Buna inanır mısınız? Fiyatların hangi ürünlerde ve ne oranda düştüğü belli değil. Ama temel enerji girdilerindeki zamların enflasyon etkisine rağmen TÜİK’in nasıl bir alternatif gerçek yaratmaya çalıştığı açıkça belli. Halkı istatistik okuma konusunda eğiteceklermiş. Önce ilk, orta, lise ve öğretmen eğitimini düzeltmek varken nasıl bir eğitim olacak bu? Duyduklarımıza mı, yoksa yaşadıklarımıza mı inanalım?  Görünen köy kılavuz istemez. Alternatif olarak sunulan para politikası yine nas, yine nas, yine nas. Bu nas, nasılsa enflasyonda ciddi bir düşme yaşanmaksızın, TCMB nin 2024 yılının son faiz kararında yapılan 250 puanlık indirimle yüzde 47,5 ye çekilen politika faizinde etkili oldu ve bundan sonraki indirimlerde de etkisini sürdürecek.  Alternatif gerçeklerle politika üretmek kural olunca her şey mubah. Şimdi Osmanlı’yı yeniden kuruyoruz hayali ile ülkenin başşehrini İstanbul’a taşımaya kalkarlarsa şaşmayın.  Ataşehir’de gece gündüz ışıkları yanan bir Finans Merkezi, bir de orada Merkez Bankası binası var. Ancak bu alternatif gerçeklerin Merkez Bankası olabilir. Enflasyon ve işsizlik verilerine göre değil,  talimata göre politika faizi değiştiren Merkez Bankası şimdi Trump’ın da hevesi. FED’e alternatif yaratılırsa Amerika’da da faizler Başkanın talimatıyla değiştirilir. Trump da galiba Erdoğan’a özeniyor. Bunun adı artık “Emperyal Başkanlık”.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *