İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4863 %0.01
36,5949 %0.01
3.429.900 %0.29
3.064,76 0,37
Ara

Su uyur düşman uyumaz

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Su uyur düşman uyumaz

Yeni yılın ilk günlerinin mahmurluğunu ancak attık üzerimizden. Geçtiğimiz yılın son günü hafta ortasına denk gelince, resmi tatil bir gün olsa da çalışma temposu sanki biraz yavaşladı. Ama yavaşlamayan sektörler de var elbette. Bunlar öyle sektörler ki doğayı, yeşili, havayı, suyu hatta insanları sevmeyen sektörler. Doğayı yok etmeye çalışanlar. Konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayanların ruhu bile duymadan bakın yeni yılın sadece ilk 5 gününde neler yaşandı?

“Akbelen” i duymayan kaldı mı? Bilmiyorum ama olabilir diyerek tekrarlamak da fayda var diye düşünüyorum.

Muğla’nın Milas ilçesinin sınırları içinde yer alan Akbelen Ormanı, doğa mirası olarak kabul edilen ve koruma altında olan ormanlardan biridir. Akbelen ormanı neden önemli?

Akbelen Ormanında 200’den fazla bitki türü, 100’den fazla kuş türü ve 30’dan fazla memeli türü yaşıyor. Uzmanlar, ormanın kesilmesinin sadece ağaçların değil, bütün bir ekosistemin kaybına yol açacağını, yeraltı ve yerüstü sularını kirleteceğini, iklim değişikliğine katkıda bulunacağını ve insan sağlığını tehdit edeceğini ifade ediyor.

Sorun ne?

Akbelen’de Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri mevcut. Bu santrallere kömür temin etmesi için madencilik yapan Limak Holding’in bitmez tükenmez doğa katliamı nedeni ile İkizköy’ün bazı alanları istimlak edildi maalesef. Köy halkının direnişi hala devam ediyor. İkziköylüler yaşam alanları için mücadele verirken sadece bir kaç gün önce İkizköy’e komşu köy olan Yeniköy/Bağdamlar ‘da da zeytinliklerin sökülmeye başlandığını öğrendik.

İkizköy’e 7 kilometre uzaklıktaki Yeniköy’de işletilen YK Enerji Şirketi, Bağdamlar köyünde bir yandan satın aldığı yerlerde zeytin söküm işlemine, diğer yandan satın almadığı yerlerde de atık su drenajı yapmaya başladı. Satın alamadığı yer başkasının tapulu arazisi yani. Tapulu arazinize, zeytinliklerinize kirli suların akıtıldığını düşünün lütfen. Özlem Ayyıldız bu arazilerden birinin sahibi.  “Ben toprağımı satmadım, satmak istemiyorum. Şirket kirli sularını çeksin benim zeytinlerimden. Gerekirse öleceğim, yine vermeyeceğim yerlerimi. Ayakta duracak halim yok.”

Şirkette bir açıklama yaptı bu iddia karşısında. Tarafsız gazetecilik ilkeleri gereği ona da yer verelim, yorumu da size bırakalım. Yapılan açıklamada, “Yeniköy’de zeytinliklere bilerek zarar verildiği ve köyde yaşayanlara baskı yapıldığı yönündeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Bahsi geçen zeytin bahçesindeki imar/ tımar çalışmaları bizzat bahçenin sahibi tarafından yapılmaktadır. Zeytin bahçesinde yapılan çalışmalar ile ilgili şirketimizin herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır” ifadeleri yer aldı.

Yine bizler yeni yılın ilk günlerinde 2025 yılının herkese güzellikler getirmesini hayal ederken Kadıköy’ün ortasında Acıbadem metro güzergahı üzerinde ruhsatsız olduğu iddia edilen bir inşaat için halk bir araya geldi. Üstelik deprem toplanma alanı olarak belirlenen yeşil alana yapılan bu inşaat, Medipol Hastanesi’nin kaçak olduğu iddia edilen inşaatı. Bilindiği üzere Medipol Hastanesi ve İstanbul Medipol Üniversitesinin kurucusu Türkiye Cumhuriyeti eski sağlık bakanı Fahrettin Koca.

Yeni yılın 2. Gününde 2 Ocak Perşembe günü inşaat alanının olduğu mahallede, mahalle sakinleri bir araya gelerek; "İmar planlarında yeşil park alanı olarak görünen kamusal alan KADIKÖY halkına teslim edilene kadar mücadelemiz devam ediyor” mesajını verdiler.

Bu mücadele yeni değil,  9 aydır sürüyor. Medipol Hastanesinin hukuksuz girişimlerine karşı mahalleli senenin ilk gününde de yeşilini korumak için ayaktaydı.  

2 gün önce de Marmaris halkı hop oturup hop kalktı. Çünkü Milli Parkları Simpaş/Kızılbük firması tarafından talan ediliyor. Marmaris Kaymakamlığının harekete geçmesi için Muğla Valiliğine bir şikâyet dilekçesi göndererek, bir kampanya başlattılar. 27 Ocak tarihine kadar sürecek olan kampanya kapsamında ne kadar çok şikayet dilekçesi giderse o kadar etkili olacaklarını, milli parkın talan edilmesini ve engellenen park girişlerinin önlenmesini umuyorlar.

Aşıklar Tepesinden başlayarak Milli Park alanını kapsayan bölgenin yıllardır tahrip edildiğini ileri süren Marmaris halkının talepleri birkaç cümle ile şöyle;  

“Halkın malı olan Milli Park alanının talan, tahrip ve işgalden derhal kurtarılmasını,

İnşaat faaliyetlerinin acilen durdurulmasını,

Kamu yararına gerekli tüm yasal önlemlerin (emniyet güçlerinin de kullanılması dahil olmak üzere) alınmasını,

Ve en önemlisi olarak da halkı bilgilendirmek amacıyla Marmaris yaşayanlarına bir bilgilendirme toplantısı düzenlenmesi.”

İkizköylü, Kadıköylü, Marmarisli değil isek bu dertler tüm Türkiye’nin derdi olamıyor maalesef. Oysa oralarda kesilen her ağaç, katledilen toprak, yok edilen su kaynakları hepimizi ilgilendiriyor. Yok edilen kaynaklar tek bir şehrin, bölgenin, ülkenin varlığı değil,  Dünyanın özbeöz kendi varlığı. Ve bizler 2025 yılına girdiğimiz bu günlerde iklim krizinin etkisinin daha keskin görüleceği yüzyıl sonuna doğru bir adım daha yaklaştık. Yüzyılın sonu yani 2100. Sadece 75 yıl. Eğer Dünyanın kaynaklarına yeterli özeni gösteremezsek sadece 75 yıl sonra uzmanların öngörülerine göre şimdiki Dünyadan farklı bir Dünyada olacağız.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *